Sergen Hoca öncesi ve sonrası
Gündem Beşiktaş Yazarı Alper Kınar’ın yazısı.
Beşiktaş’ımızın öz kaynağından yetişmiş olan hocamız Sergen Yalçın ile kulüp ruhunun bu kadar güzel örtüştüğü en güzel tablo budur bence. Beraberliklerin en güzeli, Beşiktaş’ımızı çok güzel yerlere götürecek bir senaryodur diye düşünüyorum çünkü ben hocamda o ağırlığı, duruşu ve mütevazılığı görüyorum, hissediyorum.
Fiyakalı elbiseler, saatlerle sahaya çıkmaktan çok Beşiktaş ruhunu sahaya sürmenin çok daha anlamlı olduğunu Sergen hocam çok iyi bilir.
Ruhu gitmiş bir kadroyu ayağa kaldırmak yenilmeyi normal, galibiyeti, hele hele deplasmanda kazanmayı imkânsız gören bu kadrodan savaşçı, kazanmaya odaklı, basan, koşan mücadele eden bir kadro yapısına dönmek bence muhteşem bir geri dönüştür.
Sergen hocam bunu sağladı ve çok kısa sürede kabul eden değil ettiren durumuna getirdi
kadrosunu.
Peki ne değişti Beşiktaş’ta? Bir kere Beşiktaş’ın sadece bir futbol takımı olmadığını, bir değerler manzumesi olduğunu tam olarak ezberletti tek tek. Sonra da 100 binlerce taraftarın gölgesini hissettirdi. Sergen hocamla birlikte, (imza töreni dâhil) kendilerine nerede olduklarını çok güzel bir şekilde hatırlattı.
Futbolcu aynen şunu dedi; Yabancı özellikle, akşam geç yatar, kendime güzel bakmazsam bu adam bize geçit
vermez. Üstüne sıkıntı yaşarım yerli zaten tanıyor, içimden geçenleri okuyan bir hoca geldi, yanlışımı doğrumu görecek bir hoca var dikkat etmeliyim düşüncesine girdi.
Hakkı yenen yenmeyeceğini, sistem adamı diye hakkı yenenin yerine oynatılan, gerçek yerine gitti ve keskin zekâya sahip, futbol kitabı kalbinde olan Sergen Yalçın hocamla kartal uçuşuna başladı.
İmza törenindeki sinerji güçte bunda çok önem kaydetmiştir. Herkes Temmuz’un sıcaklığını yaşarken Ocak ayının ayazıyla kendine gelmiştir, buda hoca farkıdır. Sergen hocam futbolcuların bugün geçtiği yol ve basamakları kariyerinde beşer beşer geçmiştir. Nitekim hocamın gözünden hiçbir şey kaçmaz. Futbolcu nerede olduğunu
şanlı formayı giymenin önemini mücadele etmeden takımda itibar kazanmanın mümkün olmadığını anlamıştır. Nitekim Ankaragücü maçında sonradan oyuna giren Adem Ljajic ben buradayım dercesine attığı golde tribünlere ders verme niteliğinde yaptığı hareketle bu var olma patlamasını yaşamış, Unutarak geçtiği Beşiktaş seyircisinin hak edene hak ettiğini verdiğini hatırlatmıştır. Bence o gol Adem Ljajic’in değil Sergen hocamın golüdür.
Kendini bırakmış, soyutlamış bir futbolcuyu ateşlemek hayata döndürmek bazen böyle senaryoları gerektirebilir bunu da ancak böyle büyük değerler keşfeder. Son maçlarda Sergen hocam, Adem’İ yedek soyundurarak başka bilgi ve deneyimleriyle Adem’in üstünde oluşturduğu baskıyla Adem’e yeni bir yol açmıştır.
Lens’e özgürlük Tyler Boyd’a da egemenlik vermiştir. Bunlar yakın zamanda kendini daha da gösterecektir. Jeremain Lens son iki sezondur sahada uyur gezer enerjisi bitmiş haldeyken Lens geriye gelip top alan gol atan orta saha ve hücuma destek olarak adeta yeniden doğmuştur.
Özellikle futbolcuların yüzünde bir gülüş hâkim olmuştur. Elneny sahada gerçek bir lider gibi alıyor, veriyor, geçiyor, arkadaşlarını gollük pozisyonlara sokuyor, vuruyor daha neler neler…
Benim Abdullah Avcı döneminde izlediğim futbolcularla bugün izlediğim oyuncular aynı değil sanki, bardak boştu ama doluyor artık neden peki ne değişti? Ben bir kere futbol takımının Seyirci + Yönetim + Hoca +Futbolcu dörtlüsünün birbirinden sinerji alarak yaşayacağını düşünüyorum. Abdullah hoca döneminde bu ruhun olduğunu düşünmüyorum. Bu sinerji olmazsa boşa geçen zaman her zaman kayıptır. Ha hocanın iyi niyetinden zerre
kadar şüphem yoktu ama hocanın kulüp takımı olarak sadece Başakşehir’de ki deneyimi klasik bir kurum takımı çalıştırmanın ötesine geçmemiştir. Bu takımda ruha dayalı tarihi oluşumu olmayan bir kulüpten 117 yıllık tarihi olan bir kulübü çalıştırmanın arasındaki farkı hissetmesi 1 boşa giden ilk yarı olarak hafızalara kazındı. Çok düşünmeden yapılan transfer hamleleri standart bir kadro oluşmasını üst kaliteyi yakalamayı engelledi. Söyleyeceğim şudur mümkünse kulübün formasını giymiş terletmiş taraftarı tanıyan kulübü tanıyan kişilerin takımın başına gelmesi çok daha iyi olacaktır. Sergen Hocamın hırs birlikte hücum birlikte defans anlayışı takımı çok daha azimli bir havaya sokmuştur. Atiba hırsı mücadelesi savaşçı kimliğinle daha ince nakışlar işleyeceği konumunu yakalamış. Tyler boyd özgür savaşçı topçu hüviyetine bürünmüş üstüne koyarak devam etmektedir. Boateng, NKoudou, Ruiz, Vida kapasitelerinin üzerine koyarak yollarına devam etmektedir. Kulübede oynamayanlar da bu hazır olma duygusu içindedirler bundan emin olun. Sergen hocam öncesi ve sonrası çok iyi hissedilmektedir takımda. Özellikle gelecek sezon planlamasında iskelet kadro muhafaza edilerek takımda gerekli istikrarı sağlayamadığımız sol bek, sağ bek, sağ kanat gerçek santrafor, kaleci gibi eksikler tamamlanıp, Sergen hocamın istediği isimlerle kadro yapısı
sağlamlaştırılıp, zirve uçuşumuz sürdürülecektir hem lig, hem Avrupa kulvarında.
Yazımı bitirmeden söyleyeceğim şudur; Sergen hocam, Beşiktaş formasının ne olduğunu takımdaki futbolculara ezberletmiştir. Yoksa taktik plan oyun haritası lafügüzaftır. Sergen Hocam çok zekidir bu yolu bilir.
Alper KINAR
Üstad yine döktürmüşsün! Eline sağlık. Nacizane bir fikrimi beyan etmek isterim; Avcı Hocamızla çıktığımız yolda yaşadıklarımız da tecrübedir, ilk baştan beri sistemini bildiğimiz Hocamızın Beşiktaşımıza başarı getirmeyeceği kanaatindeydim. Haklı çıkmak beni üzse de bugün Sergen Yalçın Hocamızla umutlarım tekrar yeşermiş durumdadır.
Teşekkürler,