Doğru muhalefet

Bir görüşe, bir eyleme, bir tutuma vb. karşı olma durumu, aykırılık. Karşı görüşte, karşı tutumda olan kimseler topluluğu.

Yukarıda sözlük anlamını verdiğim ve demokrasinin olmazsa olmazı muhalefet, aslında bizim çok alışkın olduğumuz ancak uygulamasını tam anlamıyla yapamadığımız bir olgu.

Bizler neden tam anlamıyla muhalefet yapamayız ? Ya da yapmaya çalışanları yerer, çok biliyorsan çık sen yap deriz. Genellikle de iktidarı nemalanmak adına eleştirmeyip, eldeki kuş, daldaki kuştan daha iyidir misali suya sabuna dokunmamaya özen gösteririz. Bunu genelde basınımız çok sık yapar. Çünkü yönetime muhalif olurlarsa, haber sıkıntısı çekeceklerini, hatta antrenmanlara bile alınmayacaklarını bildiklerinden, hiçbir şekilde iktidarda ki yönetimlere bulaşmazlar. Hatta yönetim içinden, basında yer almayı ve pohpohlanmayı seven, başka bir deyişle meşhur olmak isteyen yöneticiler bularak, birinci elden haber kaynağı yaratırlar. Genelde büyük basın kuruluşlarımızın yönetimde seçtikleri bir haber kaynakları her zaman olur. Bu durumda, bindiğiniz dalı kesip, yönetimi eleştirir misiniz? Tabi ki hayır. Peki eleştirilmeyen ve devamlı surette iyi gösterilen yönetimler başarılı olabilir mi? Tabi ki hayır. Bir başka deyişle, her istediğini rahat rahat uygular mı? Tabi ki evet.

Peki böyle bir basının olduğu ülkede taraftar doğru haberler alabilir mi ? Ya da canlarından çok sevdikleri takımlarının nasıl yönetildiğini bilebilir mi? Tabi ki hayır.

Maalesef taraftar, yönetim bıraktığı zaman enkazı tüm açıklığı ile görür. O zamanda iş işten geçmiştir.

Yerine gelen ve muhalefet diye nitelendirdiğimiz kişiler de, sanki bu borçlardan ya da geçmiş yönetimin yaptıklarından bir habermiş gibi davranıp, bir önceki yönetimi eleştirmek suretiyle taraftardan yardım ister. Bir Allah’ın kulu da çıkıp, yahu kardeşim siz bu yönetim zamanında muhalefetteydiniz. Mali kongrelere katılıp, yönetimi ibra ettiniz. Bu borçlar yapılırken, Beşiktaş yanlış yönetilirken, hiç mi haberiniz yoktu ? Demez. Sanki muhalefetteki kişiler iyilik olsun diye lütfen iktidara gelmiş, lütuf etmiş gibi gösterilir. Tıpkı yıllardır Beşiktaş’ta yaşananlar gibi.

Beşiktaş’ta İktidardaki yönetimi eleştirip, onların doğru işler yapmasını sağlamak adına takipçi olmak ve taraftarı bilgilendirmek, muhalefetlerin işine gelmiyor maalesef. Çünkü şayet iktidarda ki yönetim başarılı olursa, o zaman biz nasıl yönetime geleceğiz diye bir kaygı oluşuyor. Bu yüzden adına muhalefet dediğimiz topluluklar, sessiz kalmayı tercih ederek, kötü bir zamanda Beşiktaş’ı kurtarmak adına yönetime soyunma izlenimi yaratırlar. Baştan bu borçlar yapılırken, sessiz kalan, muhalefet yapmayan ve taraftarı bilgilendirmeyen kişiler, yönetime geldiklerinde geçmiş yönetimi eleştirebilirler, onlardan hesap sorabilirler mi? Tabi ki hayır.

Genelde taraftarların büyük bir kısmı haklı olarak bu işlerle ilgilenmez. İlgilense bile gerekli bilgiyi alamaz. Taraftar transfere, iyi oyuna ve başarıya endekslidir. Ne zamanki işler kötü gider, takım başarısız olur, o zaman yönetimden bunun hesabını seslerini duyurabilecekleri tek merci olan tribünde sorarlar.

Bütün bu saydığım olguları yıkmaya, gerçekten muhalefet yapmaya çalışan kişileri, sırf toplumda ismi geçmiyor deyip, parasız sınıfına sokarak, çamur atarlar. Halbuki para ile imanın kimde olduğu belli olmaz diyen bir atasözümüz olduğu halde, o kişilerin geçmiş futbol kültürleri, eğitimleri, vizyonları araştırılmaz.

Muhalefet, olayların kişiselleştirilmediği, kimsenin şahsına hakaret edilmediği müddetçe demokratik bir haktır.

Beşiktaş’ta son yıllarda bir tek kişi gerçekten muhalefet yapmaya çalışıyor. Ancak o kişi de maalesef iktidar yalakaları sayesinde sesini tam anlamıyla duyuramıyor. Bu kişi Sn.Hürser Tekinoktay’dan başkası değil. Camiada ki pek çok kişi Sn.Tekinoktay’ı tınlamasa da, o yine bildiği yoldan şaşmıyor. Düzeyli bir şekilde muhalefet yapmaya devam ediyor. Belki Beşiktaş’a hiçbir zaman Başkan olamayacağını biliyor, ancak Beşiktaş’a hizmet etmek sadece Başkan ve Yönetim kuru üyesi olmaktan geçmiyor. Muhalefet olup, Beşiktaş’ın içinde olan biteni analiz edip, mevcut yönetimlerin yanlışlarını eleştirip, taraftarı bilgilendirmek ve yönetime bir anlamda yön vermek, camiaya yapılmış büyük bir hizmettir. Ancak birilerinin işine gelmediği için, yapılan muhalefet, hizmet olarak değerlendirilmez. Bu davranış şekli yönetimleri kızdıracağı gibi, basında da pek dikkate alınmaz.

Sn.Tekinoktay, Beşiktaş Başkanı Sn.Ahmet Nur Çebi’ye dernek başkanı olarak hitap ediyor. Bu hitap şekli, pek çok kişiyi kızdırsa da, Futbol AŞ nin altına imzasını atmayan bir kişiye, başka türlü nasıl hitap edilebilir? Ben de daha önceki yazılarımda bu hususa değinerek, Sn.Çebi’den konu ile ilgili bir açıklama yapmasını rica etmiştim. Ancak Sn.Çebi, başkanlığa gelirken söz verdiği hesap sorma vaadini gerçekleştiremediği gibi, Futbol AŞ nin altına neden imza atmadığı hususunu da bir türlü açıklamıyor, ya da açıklama gereği duymuyor.

Ben yine de iyimser olmak istiyorum. Zira Sn.Çebi’nin malum pandemi hastalığı ve arkasından gelen transfer sürecinden dolayı yoğun olduğunu, bu yoğunluktan kurtulur, kurtulmaz camiayı bu konularda aydınlatacağını düşünüyorum. Sn.Başkan televizyon kanallarına zaman, zaman çıksa da, Beşiktaş’ın içinde bulunduğu borç batağını anlatıp, camiadan devamlı surette para istemekten henüz bu konulara fırsat bulamamış olabilir.

Muhalefet yapan ve kamuoyunda yakında açıklama yapacağı söylenen Sn.Tekinoktay’ı şahsen destekliyor, bu ısrarlı davranışından dolayı kendisine bir Beşiktaş’lı olarak teşekkür ediyorum. Sn.Tekinoktay’ın muhalefet olarak söyledikleri bize göre doğru ya da yanlış olabilir. Doğru olanları alkışlayacağımız gibi, yanlış ve şayet olursa, hakaret içeren tarz konuşmaları desteklemeyeceğimizi ve her kim olursa, olsun, eleştireceğimizin ayrıca bilinmesini isterim.

Şeffaf ve doğru bir yönetim için, gerekli olan en önemli hareket,
Doğru Muhalefet..

Kerem EYMÜR / GundemBesiktas.com