Yönetime rağmen!
Beşiktaş Genel Kurul Üyesi Mehmet OŞAR yazdı.
Beşiktaş, 20 milyon taraftarının ve Türk Sporu’nun en önemli değeri. İyi yönetilmediği de ortada. Yazdığım yanlışlar senenin sonunda yapılmayacak yanlış. Beni nasılsa dinlemez. Seni dinliyorsa belki dikkate alır. Teknik olarak konulara girmeye gerek yok. Üslup ve yöntem olarak Beşiktaş’a uygun görmüyorum üslubunu, yönetim şeklini. Saygı da duyuyorum 5 bin oy almış. Enkaz aldım dedi. Nasıl bir enkaz aldığını asla anlatamadı. Ekonomik zorluklar dedi. Hatta hırsızlıktan bahsetti. Hesap soracağını da defalarca söyledi.
Başkan 6.5 yıl birinci derece imza yetkili İcra Kurulu Başkanıydı. 2018 Eylül’de ayrıldı. 2019’da tek yetkili başkan olarak geldi. İki yıla yakın sürede söyledikleri havada kaldı. Kısaca hesap sormadı.
Belki de soracak hesap yoktu. Böyleyken neden öyle suçlamalar yaptı? Enkaz diyor ya, enkaza bakıyorum; Stat yapılmış, o da demirlerini sattı. Suçladığı eski başkan “bu stadın her milimetre karesinde terim var” diyordu. Başkan usulsüzlük ve yolsuzluk var dedi. Var da neden ortaya somut bir şey koymadı? Bu yolsuzluk ve söylentilerin Beşiktaş’a zarar verdiğini ve yakışmadığını görüyorum. Her yerde de yazıyorum. Böyle itham yaparken altına hiç değilse değer ifade eden örnekler konması gerektirdi. Nasıl mı? Çatı danışmanlık faturası kesilmiş demir kur farkları için. Ali Naibi’ye iki kat prim yazılmış ve elden getirilip sürekli yolsuzluk diyen kişiye verilerek yolsuzluk yapılmış.
Toplumlar layık oldukları şekilde yönetilir. Enkaz söylemlerini asla inandırıcı bulmadım. Yanlışlar olmuştur, birileri haksız kazanç sağlamış da olabilir. İlke olarak söylentiler değil gerçekleri bulmayı önemsiyorum. Dedikodular ve özellikle sosyal medyada yapılan karalamalar için ve o söylentiler ile cümle kuranlar için de hesap zamanı yaklaşıyor. Soracağı hesabı da niye sormadığının hesabının sorulacağına emin olun.
Kurumlarda yönetimler şeffaf olur. İşler gizli yapılır da sonra her iş ortaya çıkar. Öyle örtülü yapılan işler, iki misli prim yazıp almak yada naylon fatura hesapları sorulacaktır. Herkes hesabını iyi tutsun. Duracağı yeri de düşünsün geçen hafta nasılsa şampiyon olduk düşüncesi ile yapılan yanlış işlerin bir bölümünü yazmak istedim. Sezon başında Atiba ve Burak ile Gökhan Gönül ile anlaşmaması. Hepsinin gerçekleri ortaya çıkacaktır. Vida’ya yapılan Mobing’e rağmen Sergen Yalçın’ın emekleri ile gelinen noktada dahi olası kötü duruma göre yer alma uğraşı Efendi Beşiktaş geleneğine uymaz.
Bir taraftan Beşiktaş’a tarihinin kazığını atan geçmiş üç yıl şampiyonluğunu salt Milli Teknik Direktör’lük için satan Teknik Direktör’e yapılan övgüler ile Sergen Yalçın’a davranış. Taraftarla yakınlaşma ve tribüne oynama bedeli şampiyonluk kaçırmak olursa yönetimi hiç kimse kurtaramaz. Tarihin kara sayfası olurlar. Efendi söylediğini yapar da yapamayacağını da asla söylemez. Doğal olan fikir ayrılıklarımız, bilgi çeşitliliği nedeni ile olduğu düşüncesindeyim. Bu bağlamda çok ciddi prensip yanlışlarını bırakmak zamanını geçtiğimizi hatırlatmak isterim.
Yönetim temeli şeffaf ve yetki-sorumluluk- denetim içinde olmalıdır. Kulübümüz buna uyan bir sisteme ivedi geçmelidir. Dilerim yanlışları şampiyon olduktan sonra konuşuruz. Sergen Yalçın ve takımı bu yıl şampiyonluğu hak etmiştir. Yönetime rağmen de şampiyon olarak şanlı tarihimize geçerler.
Mehmet OŞAR