Larin’in kulakları çınlasın!
Milliyet gazetesi yazarı Bilal Meşe’nin derbi yazısı
Beşiktaş Teknik Direktörü Valerien İsmael, belli ki derbinin ne demek olduğunu hala anlamamış, ya da ona kimse anlatmamış! Yahuu arkadaş, Kartal’ı zorlu Kayserispor deplasmanında attığı iki golle üç puana N’Koudou taşımadı mı? Peki, on birde oynaması için kaç gol atması gerekir? Üç mü, dört mü, seni hangisi keser, bilelim!
Bu tip derbiler ‘usta’ ayakların işidir. Topunuzla-tüfeğinizle çıkacaksınız sahaya. Taraftar derbinin farkında, gelin görün ki Valerien İsmael tam Fransız! Bizim ülkemizde derbileri kazanamıyorsanız, erken yolcusunuz demektir, dua et yenisin!
Takımın bir penaltıcısı vardır, önceden belirlenir değil mi? Batshuayi iyi niyetli ancak adam net pozisyonları gole çeviremiyor, gidiyorsunuz ona penaltı attırıyorsunuz! Ne yani, gol krallığı mı önemli, yoksa derbiyi üç puanla kapatmak mı? Tabi ki üç puan…
Takımda Ghezzal gibi usta bir sol ayak varken, sırf o arkadaş koltuğa otursun diye penaltı attırmanın mantığını bize kim anlatabilir? Ghezzal topu bir köşeye, kaleciyi diğer köşeye gönderdi, farkında mısın eyy Fransız?
Valla ilginç olduğu kadar, mücadelenin üst seviyede olduğu bir ilk yarı izledik. Hani adına yakıştı… Novak bence maçın en şanssız ismiydi; bir gol attı, iki penaltıya neden oldu da ondan! İlkinde elle oynadı, ikincisinde ise Kenan Karaman’ı ceza alanına girdiği anda yere indirdi. O pozisyonda
VAR’a bile gerek yoktu. Arda Kardeşler, burnunun dibinde! O kokartı sana boşuna takmadılar, niye VAR’a sığınıyorsun?
Bilal MEŞE / Milliyet