ÖZEL | Beşiktaş’ın yaşadığı başarısızlıkta üç büyük etken var

Usta gazeteci sevgili Rıdvan Akar, GundemBesiktas.com muhabiri Samet Önder’e özel açıklamalarda bulundu. Gündem Beşiktaş ailesi olarak kendisine teşekkür ederiz.

Rıdvan Akar’ın GundemBesiktas.com’a yaptığı açıklamalar şöyle;

‘’Beşiktaş’ın yaşadığı başarısızlıkta üç büyük etken var.‘’
Beşiktaş’ın geçen yıl dördüncü bu yıl da eğer son maçını kazanırsa üçüncü olması bir başarı değildir. Son iki sezondur başarılı değil Beşiktaş. Ligin son haftalarına doğru hedefsiz bir takım haline dönüştüğü ve iyi bir sezon geçirmediği kanaatindeyim.

Bu başarısızlıkta üç büyük etken var. Federasyon ve Merkez Hakem Kurulu’nun yaşadığımız süreci önceden kurgulamış olması. Türk Hakem Camiası’nın, Türk futboluna doğrudan etki etmesi. Bu durumun en büyük mağdurlarından biri Beşiktaş oldu.

İkincisi Beşiktaş yönetiminin adeta reflekslerini yitirerek bu sürece hiç müdahale edememesi ve Beşiktaş’ın haklarını savunamamasıydı. Bu sene ibret verici şeyler yaşanırken Beşiktaş yönetimi, Anadolu kulüplerinin verdiği tepkiyi bile veremedi. Tepki düzeyinde bir tavır konmuş olsaydı anlaşılabilirdi. Bu durum yönetime tepkileri de getirdi. Ayrıca borç yönetimi de bir diğer etken. Beşiktaş tarihinin en ağır borç yükünü yaşıyor. Bu borç yükü giderek yönetilebilir olmaktan da çıkıyor. Beşiktaş’ın geleceği ve bekası için de bu belirsizlik bir sorun teşkil ediyor. Beşiktaş çalışanlarının maaşlarını dahi alamadığı bir süreçten geçildi. Bu durum ciddi bir motivasyon düşüklüğü yarattı.
Üçüncüsü de tabi ki, teknik yönetim ve futbolculardan kaynaklanan bir durum. Özellikle sezonun ilk yarısında yaşanan kayıplar. Şenol Güneş’in milli takıma gidecek olması Beşiktaş’ta teknik düzeyde bir türbülans yarattı. Şenol Güneş’in bu yıl için hedefsiz ve vizyonsuz bir teknik direktör olduğunu düşünüyorum.

‘’Yüzlerce Japon taraftar sadece İlhan’ı seyretmek için Beşiktaş’ın stadına gelirdi.’’
Kagawa transferi aslında Beşiktaş’a sadece sahada değil hem uluslararası tanınırlık hem de Beşiktaş’ın parasal kaynaklarını geliştirmesi açısından çok önemli bir araçtı. Hem uzak Asya’daki tanınırlığa dolayısıyla da sponsorluk anlaşmalarına çok büyük katkıları olabilirdi. Bunun kullanılması gerekirdi. İlhan’ın Japonya’da popülaritesinin arttığı dönemi düşünün, yüzlerce Japon taraftar sadece İlhan’ı seyretmek için Beşiktaş’ın stadına gelirdi. Ancak bu durumları yönetecek olan akıl olarak sadece yönetimin değil teknik direkötürün de ikna olması gerekirdi. Kagawa dünya çapında bir isim, ne hikmettir ki 15 haftalığına Beşiktaş’a kazandırılmış bir oyuncuydu. Şenol Güneş ise bu ismi tüketti. Neredeyse 15 hafta yedek bekletti.

‘’100. Yılda Beşiktaş’ı çalıştıran Luce’yi çok benimsemiştim.’’
Önümüzdeki sene için konuşmak henüz erken olsa da kendi açımdan 100. Yılda Beşiktaş’ı çalıştıran Luce’yi çok benimsemiştim. Son dönemdeki Milli Takımda gözlemlediğim Luce ise daha farklıydı. Fakat Beşiktaş’ın başında yine bir kulüp yönetecek olan Luce aynı başarılı performansı göstereceğine inanıyorum. Abdullah Avcı’yı da teknik direktör olarak beğeniyorum. Başakşehir’e oldukça olumlu bir futbol oynattı. Dolayısıyla bu seçenekler arasında şuanda konuşmak için erken. Bu tercihler arasında seçim yaparken maddi boyutlar, transfer listeleri, Beşiktaş’ın mali koşulları arasında denge oluştuktan sonra karar vermek gerekir. Sergen Yalçın için henüz erken olduğunu düşünüyorum. Tüm Beşiktaşlıların aklından fikrinden geçen isim Sergendir. Fakat Sergen istikrarlı bir teknik adam değil. O istikrarı kazandığını Beşiktaş taraftarına göstermesi gerekir. Bu da bir zaman işi. Guti bir yıllık tecrübesiyle Türk futboluna da aşina oldu. Kulübeden Beşiktaş’ı yönetme kapasitesine de sahip oldu. Hakikaten bu kapasiteye sahip mi değil mi tam olarak bilemiyoruz. Şenol Güneş o kadar baskın bir unsurdu ki Guti’nin ve geçmişte İlhan Mansız’ın Beşiktaş için hangi değerleri taşıdığı konusunda bizde bir fikir oluşturamadı. Bu durum Şenol Güneş’in yönetme tarzından kaynaklanan bir şey. Guti için şuan çok fazla yorum yapamıyorum.

GundemBesiktas.com ÖZEL HABER