Futbol ve eğitim
BJK Genel Kurul Üyesi Anıl Cansızoğlu, GundemBesiktas.com için yazdı.
2022 Dünya Kupası bitti. Ünü Edirne’yi geçmeyen lakapları ile futbol imparatorlarımız, filozoflarımızın ortaya koyduğu deha sonrasında dünya kupasına 3.000’e yakın güvenlik gücümüzle katıldık.
Eğitim ne kadar önemli değil mi? Ülkemiz güvenlik gücü açısından tarihsel ve coğrafi konumu gereği dünya standartında ve hatta üzerinde insan kaynağı yetiştirmektedir. Yaptığınız işte dünya vatandaşı iseniz hemen öne çıkar, talep edilen olursunuz. Umarım tüm güvenlik gücümüz sağlıkla ülkemize döner. Gelelim konumuza…
Hırvatistan’ı düşünün. Nüfusu 3.9 milyon olan bir ülke. Böyle bir turnuvada dünya 3.’sü olabiliyor?
Bir başka örneği birlikte düşünelim. Son 20 yılda Türk Milli Takımı oyuncularının veya Süper Lig’de en değerli T.C. pasaportlu oyuncuların Almanya, Belçika, Hollanda ve Avusturya’da doğmuş gurbetçilerimiz arasından yetişmesi tesadüf mü?
Son 25 yıldaki oranlara bakalım. Kaç mili takım oyuncumuz ülkemiz topraklarında doğmuş ve bu eğitim sisteminin içinden milli sporcumuz olarak yetişmiştir?
Sizi duyuyor gibiyim.
Unutmayalım ki bir ülkeyi rezil de vezir de eden temel değer “nitelikli milli eğitim sistemi”dir. Bir bireyin doğuştan gelen armağanı olan yeteneklerini keşfetmek ve geliştirmek yerine onları yok etmek için her şeyi yapan bir düzene ülkemizde eğitim(!) diyoruz.
Çocuklarımızı sınavlarda heba edip, ömürleri boyunca yarıştırdığımız her sınavda onları sadece birbirine benzeyen sınav odaklı optik okuyucular yapıyoruz. Standardize edilen, endüstriyel veya bilgi toplumunun ham maddesi olan insanlar yetiştirme işine “eğitim” denebilir mi ? Diyoruz, hatta bunu eleştirenlere yaftalar ekliyoruz.
Yeteneğini geliştiremeyen, kendi fikrini ortaya koyamayan, eleştiremeyen, insanlık ve doğa değerlerini kavramamış bir bireyin sadece LGS, sadece AYT, TYT -isim değişikliklerine sizler anne baba olarak yetişebildiniz mi?- sınavları üzerinden başarısı konuşulabilir mi?
Konuşursanız ülkede sahte futbol imparatorları, filozofları yüce insan muamelesi görüp gerçek dünyada futbol için alacağınız bir şampiyonada sporcularınız yerine güvenlik güçlerinizle nöbet tutarsınız.
Kendi bayrağınızı sallayıp sporun eğlence ve çoşkusunu yaşamak, yaşatmak yerine öylece uzaktan izlersiniz.
Üzücü ama yaşanılan günün tek yalın gerçeği budur.
Tabii ki bu olanlar tesadüf değildir. Son 13 yılda değiştirdiğimiz Milli Eğitim Bakanı sayısını ve sistem denemelerini siz söyleyin. Sadece bakan sayısı maalesef 6 kişi.
Dünya standartlarında eğitim verme iddiasındaki hiçbir ülkede böyle sulandırılmış rakamlar ve sistem denemeleri göremezsiniz.
Son söz: Sporcunun zeki, çevik aynı zamanda ahlaklısını yetiştirmenin ilk kuralı “ fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür“ gençler yetiştirebilecek nitelikli bir milli eğitim sisteminden geçer.
Bu, dünya liginde olmayı düşündüğümüz her alanda istisnasız böyledir.
Neydi? Tebrikler Arjantin, Bravo Messi!
Şimdi televizyonu kapat ve bir daha düşün güzel ülkem…
Eğitim, eğitim, eğitim…
Hasan Anıl CANSIZOĞLU