Ahvâl ve Şerâit
1903 Cemiyeti yönetim kurulu üyesi Ari Barutoğlu’nun yazısı.
Uzun zamandır iki satır karalayamamıştık. Yazacak pek bir şey de yoktu hani… Dîvan desen aynı; kulübün bütcesinden karşılanan konaklama, gezme tozma ve oy kullanacak üyelere verilen sair kıyaklarla; kelli felli dîvan üyelerinin de bu “kıyaklara” tenezzül etmesiyle, dîvan, dîvan olmaktan çıkıp, noterlik görevi görmeye devam edecek.
Nesini yazalım?
1903 Cemiyeti’ndeki büyüklerimiz zaten gerekli açiklamaları defalarca yaptılar. Anlayana…
Biz saha içine dönelim, bakalım elimizde neler var.
1- İkiye Ayrılmış Taraftar Var. Bir kısım taraftar, top kaleye girsin de nasıl girerse girsin modunda. Tek dertleri skor. Aynı Fenerbahçeli ve Galatasaraylılar gibi. Bu grubun tek derdi gol. Beşiktaş’ın nasıl yönetildiği, kulübün ve kültürümüzün hâl ve gidişi umurlarında bile değil. Diğer kısım taraftar ise Beşiktaş’ın büyük menfaatlerinin derdinde. Geleneksel değerlerinin hızla tüketildiğini, aynı hızla Fenerbahçe ve Galatasaray’a benzemeye doğru gidildiğini, bunun sonucunun yok olmaya hatta kulübün satışına kadar gidebileceğini düşünüp endişeleniyor.
2- Kulağının Üstüne Yatan Yönetim Var Başkan ve yönetimi, ne belgeli skandallara ne de tavsiyelere kulak asıyor. Güneş’in gidip, Avcı’nın geleceği neredeyse mart ayından belli olmuşken, ne transfer yapıldı, ne de yedeği olmayan Burak, Ljajic, Vida gibi starlara alternatif bakıldı. Yani Fikret Orman göreve geldiğinden bu yana yaz dönemi nasıl geçtiyse bu sezon başı da öyle geçti. Ne plânlama, ne bilgi ne de kaygı var!
3- Revire Dönmüş Takım Var Zaten yedeksiz olan kadronun as oyuncuları da ciddî sakatlıklar yaşadı. Bir çoğunun ligin ilk haftalarına yetişemeyeceği söyleniyor. Önlemini almazsan şansın da sana yardım etmez ya; o hesap!
4- Çekilmiş Değil Ayarlanmış Fikstür Var Her sezon olduğu gibi bu sezon da fikstür çekilmedi, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın ihtiyaçlarına göre ayarlandı. Bu utanmazlığı bizimle birlikte Beşiktaş yönetimi de izlemeye devam ediyor.
5- Abdullah Avcı Var Bana göre ülkenin en önemli teknik adamıdır kendileri. Sportmenliğin ve bilimin peşinden gider. Şanssızlığı ise çok kötü bir zamanda bu göreve gelmiş olmasıdır. Masa başı muhabirleri, Avcı’nın takımın karakterine uymayan bir sistemde ısrarcı olduğunu söylüyorlar. Sakatlıklardan ve yoğun antrenman temposundan mütevellit temiz, zinde bir takım izleyemedik, dolayısıyla sistemsel anlamda enseyi karartmak için biraz bekleyelim derim. Şâyet Avcı, 2017-2018’de Başakşehir’e oynattığı, tempolu, göbeği hiç bırakmayan, çok koşuya ve pasa dayalı oyunu oynatacaksa önümüz açık.
Zîra bu oyun tarzı için, Güneş’in ilk sezonunda uygulatmış olduğu sistemin advanced versiyonu diyebiliriz.
6- Sağlam Bir Omurgamız Var Karius- Vida, Ruiz- Atiba, Ljajic- Burak’tan oluşan iskelet rakiplerde yok. Evet yedekleme ve kadro takviyesi için mantıklı süre bitti. Bu saatten sonra geleceklerin uyum sağlaması zaman alacak. Bununla birlikte ilk üç haftayı bir şekilde kayıpsız atlatabilirsek önümüz açılır.
7- İş bu ahvâl ve şerâit içinde lig başlıyor. Derdi skor olan taraftar endişeli, zîra takım, yukarıda saymış olduğum nedenlerden dolayı, hazırlanamadı. Derdi Beşiktaş’ın geleceği olan taraftar da endişeli, zira Orman yönetiminin dürüstlüğüne de bilgisine de becerisine de güvenmiyorlar. Çocukluğumda sezon açılışı törenleri vardı. Kurbanlı, dualı… Keşke bu sezon yapılsaydı; çok ihtiyacımız var…
Mazaallah tökezlediğimiz vakit, geçen yıl Fenerbahçe’ye acıyanlar bize acımazlar. Kimbilir; bu sezonun senaryosu da belki öyle yazılmıştır(!) Allah sonumuzu hayretsin.
Sevgi ve Saygıyla…
Ari BARUTOĞLU