Aslında “Feyyaz gitti” cümlesindeki feryadı herkes duyamazdı ya!!! Biz yine de dedik…
Rıdvan’a “O kadar da değilsin yolun açık olsun” kelamının kibarcasını dayatmıştık… Sonra Emirhan gitti mi, gidiyor mu bilmem… Bu saatten sonra kalsa da fark etmez…
Avuç içi kadar çocuğa müspet menfi yüklenmenin bir anlamı yok benim kayıtlarımda… Mesele tahmin ettiğinizden derin…
Şehmus’u da aklına girip Fener’e götüren aynı menajer… Mesele o menajer, çocukların aklına girerken yöneticilerimiz ne yapmaktaydı?
Sonra hadi menajerleri de boş ver. Bizim alt yapımızda bu çocuklara Beşiktaş sevgisi aşılanmıyor mu da bunlar ilk fırsatta yürüyüp gidiyor…
Ben dün gibi hatırlarım, Bir ara alt yapıdaki çocuklar top toplayıcılık yapardı maçlarda. Tribün bağırdığında onlar da tezahüratlara katılır bizimle beraber coşardı…
Çoğu devre arasında yanımıza gelir resim çektirirdi… Nerede o çocuklar şimdi?!!! Daha 10 gün önce 5 senelik kontrat yapılan bir çocuk nasıl elini kolunu sallayarak gidiyor…
Koyduğunuz rayiç bedel neyle orantılı? Çocuğa kızmıyorum. Beşiktaş’ı kale almayan adamı zerre dikkate almam…
Lakin o çocuğa uğruna bedeller ödenmiş Beşiktaş’ımıza aidiyet duygusu aşılayamamış, sevgisini empoze edememiş herkesi İlahi Komedya’nın 8. katına layık görürüm…
Sonra sorarım, “Niye 20 milyonu getiren Emirhan’ı alır” değil de 10 bin TL ye kiralık ev bulamadığın bir ortamda 4.5 milyonluk günümüz şartlarına uymayan bir falso…
Normal falso da değil ha… Sergen’in Denizli’ye attığı frikik golünün falsosu hem de… Travertenlerden dönmeli!!!
Yoksa Rıdvan’ın “Bırakın gideyim” cümlesindeki aymazlıkla Emirhan’ın Beşiktaş’a hizmet etmeden gitmesi arasındaki lanet benzerlik baş köşeye oturur!!!
SEZON AÇILIŞI BÖYLE OLUR!!!
Cumartesi günü oynanan Sampdoria maçı aynı zamanda Beşiktaş’ın sezon açılışıydı… En azından kulüp öyle lanse etti…
Peki siz hiç İnönü Stadı’nda sezon açılışına denk geldiniz mi? O stat süslemedeki zarafete tanık oldunuz mu?
Sanatçı geçişlerindeki cümbüş? Hele yönetici, sanatçı seçiminde hata yapıp başka takımı tutan bir arkadaşı çağırmışsa! Aman aman aman… Nasıl makara? Bildiğin skeç izlerdi millet…
Velhasıl, Yıllar geçiyor ama sezon açılışları aşağı yukarı aynı tarihlerde olurdu… Tribünlerdeki doluluk oranını bırak, millet kapılarda kalırdı…
Yok millet tatildeymiş, yok sıcakmış. Geçiniz efendim geçiniz… Cumartesi günkü kalabalık kadar biz gece düşerdik stada…
Soru şu; nsanlar neden canıgönülden gelmiyor? Hep bir bahane var sevgilerin arkasında… Aidiyet duygusu sınırlandırılmış durumda…
Altyapıdaki aşılanamayan Beşiktaş sevgisi bu alanda da kendini hissettiriyor… Yıllarca “Stadın en güzel yerinde bu bağıran teşkilat oturuyor ” diye diye yeni inşa ettiğiniz stadı ona göre dizayn ettiniz.
Bu konuda fazla konuşmak istemiyorum aslında. Hiç Beşiktaş Kapalısı; altı, sekiz, dokuz bin lira olur mu ya? Ne yapılmak isteniyor? Tribünlerde büyüyen insanlar için boş tribün görmek züldür.
Adamın içi erir… 20 bin tane kombine satıldı diye gelmeyin bana… Hiç kombine satmayın ama her maç stadı doldurun… Sezon açılışı böyle olmaz…
Stat gelin gibi süslenir. Her stada girene bir Beşiktaş bayrağı verilir. Gece karanlığı beklenir, her futbolcu projektörlerle takdim edilir.
Sürprizler hazırlanır. Stadın full olması sağlanır. Dosta düşmana gövde gösterisi yapılır. Sen de oturur keyfini sürersin… Sezon açılışı böyle olur…
Naçizane…
Alen MARKARYAN / Akşam