Bir kişi eksik oynamak
Kerem Eymür, GundemBesiktas.com okurları için yazdı.
Denizlispor maçından sonra Sergen Yalçın’ın basın toplantısını izledim. Takımın verilen arada çok iyi çalıştığını, fizik ve kondisyon olarak sahada iyi olduklarını ve haklı bir galibiyet aldıklarını anlattı. Buna katılmamak mümkün değil. Zira sene başından beri Beşiktaş’ı bu denli iştahlı, kazanma arzusu içerisinde görmemiştik. Ancak bu Joseph De Souza atılana kadar böyleydi. Denizlispor gibi ligin en zayıf takımlarından birine karşı 67.dakikada 10 kişi kaldıktan sonra oyunu tutamamak ve yaşanılan panik az kalsın Beşiktaş’ı telafisi zor durumlara sürükleyebilirdi. Burada sorulacak soru, takımın 67.dakikadan sonra siyah ve beyaz gibi renk değiştirmesi 10 kişi kalmasından dolayı mı ? Yoksa Joseph’siz kalmasından dolayı mı? Olduğudur.
Joseph’in pozisyon gereği yaptığı hata çok pahalıya mal olabilirdi. Bu Beşiktaş’ı zor durumlara düşürdüğü gibi, Joseph ‘in Beşiktaş için olmazsa olmaz bir oyuncu olduğu gerçeğini de ortaya koydu. Joseph, Beşiktaş’ın iki ağır savunmacısının yaptığı tüm açıkları kapatıp, aynı zamanda takımı atağa da kaldırabilen bir oyuncu. Tecrübeli olduğu kadar, ayaklarında da çok hakim. F.Bahçe’de oynarken, bu kadar iyi değildi. Geçen zamanın ona çok yaradığı ve üzerine olumlu anlamda bir şeyler kattığı çok net görülüyor. Cezası nedeniyle muhtemelen Beşiktaş’ın içeride oynayacağı Yeni Malatya ile deplasmanda oynayacağı G.Antep maçlarında olamayacak. Bu da Beşiktaş’ı, özellikle defansif anlamda büyük sıkıntıya sokacak. Bakalım Sergen hoca onun yerine kimi düşünecek ? Zira her zaman bu kadar şanslı olunmayabilir.
Basın toplantısında gelen bir soru üzerine Sergen Yalçın, şimdiye kadar Beşiktaş’ta en zor şartlarda antrenörlük yapan kişinin kendisi olduğunu söyledi. Buna gerekçe olarak, Pandemi’yi , parasızlığı ve bunun neticesinde hazırlıksız yakalandıkları Avrupa maçlarını gösterdi.
Pandemi ile sadece Türkiye boğuşmuyor. Dünyanın her yerinde bu amansız hastalıktan bir çok can gidiyor. Avrupa kupalarında ki rakiplerimizin ve diğer tüm kulüplerin ülkelerinde de pandemi var. Her şey eşit şartlarda olduğundan buna katılamayacağım.
Beşiktaş’ın borçlarını ödeyebilmesi ve kulübe kaynak sokabilmesi için en önemli kaynak kapısının Şampiyonlar Ligi olduğunu ve bu nedenle ne yapıp edilip, kaynak yaratılması gerektiğini haftalardır buradan zaten yazdım. Hazırlıksız yakalandık dediği Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı, UEFA nın iki günde tarih verip, oynattığı bir maç değildi. UEFA takvimi aylar öncesinden yapar. Sergen sene başında bu takıma gelmedi. Sergen geçen sezonun ikinci yarısından beri bu takımın başında. İnsan hiç mi plan, program hazırlık yapmaz? Sezon bitiminde Başkan ile konuşup, durum değerlendirmesi yapmadılar mı? Başkan ve yönetimin Beşiktaş’a gelirken hiçbir planlarının olmadığı zaten sezon bittiğinde belli olmuştu. Sergen hiç mi Başkanı ya da yönetimi bu konuda uyarma gereği duymadı? Diyelim ki uyardı, ancak Başkan ve yönetim parayı bahane ederek, Sergen’i dikkate almadı. O zaman Sergen, basının önüne çıkıp, camiayı bu konuda neden uyarmadı? Gelirken zaten bu işin zor olacağını bilmiyor muydu? Beşiktaş Teknik Direktörlük görevi her zaman zordur ve bundan sonra da zor olacaktır. Bunu en iyi bilmesi gereken kişi olan Sergen, kendi işini daha da zora soktu. Burada Başkan ve yönetimin kendilerince yaptığı en akıllı hamle, yönetimin panikle kendi başına yaptıkları transferleri Sergen istemiş gibi göstererek, eleştiri oklarını Sergen’e yöneltmek oldu. Sergen buna geç uyanıp, zamanında tepki veremediğinden, camiada ki kredisini de azalttı.
Spor yazarları ve yorumcuların devamlı surette takımı eleştirdiğini, özellikle orta sahada ki kadro tercihlerini sorguladığını da söyledi. Kimse o oyuncunun durumunu benden iyi bilemez, burada her şeyi açıklayamayız diyerek kendini savundu. Aslında aklı selim yorumcuların ve Futbol Yazarlarının eleştirdiği konu, sadece orta saha da kim oynasın, kim oynamasın konusu değildi. Sergen’in Avrupa maçlarına çıkarken, orijinal sağ bek olan ve Beşiktaş’a Türkiye asist kralı olarak gelen Douglas varken, takım içerisinde sağ bek yaratmak istemesi, ve böylece takımın muhtemel bir Avrupa macerasının başlamadan bitmesine vesile olması dolayısıyla eleştirilerde bulundular.
Her şeyi açıklayamam derken, Douglas konusu da açıklanamayan ya da açıklanmaması gereken olaylardan biri olabilir mi? Douglas’ı beğendiğimden değil, ancak sağ bekiniz yoksa, orada orijinal sağ bek oynatmaktan daha iyi bir alternatifiniz olamaz. Takımım bırakın hazırlık maçını, daha tam olarak antrenman bile yapmadan Avrupa kupası oynadık diyen Sergen, herhalde orijinal sağ bek Douglas’ı form durumu ile alakalı oynatmamış olamaz diye düşünüyorum. Douglas’ın bizim bilmediğimiz ve aylardır iyileşmeyen bir sakatlığını da duymadık. Ayrıca oyuncuları ve tabi Douglas’ı hazır tutmak Sergen Yalçın’ın görevi değil mi? Avrupa ve Lig maçlarının başlama tarihleri belli iken, bir teknik direktör nasıl takımını hazırlayamaz ? Hazırlıksız yakalandık derken, neden hazırlıksız yakalandığını da açıklasaydı da bilseydik. Demek ki açıklayamadığı bir sürü şeyler var. Bu açıklanamayan şeylerden birinin, Sergen’in isteyip de alınamadığı oyuncuların, takımın para durumunu göz önüne alarak, Başkan ve yönetimden teminat istemeleri ve buna karşılık yönetimden kimsenin bu topun altına girmemesi ve bu nedenle vakit kaybedilmesi olabilir mi? Sergen gibi Beşiktaş efsaneleri arasına adının yazdırmış, taraftarın isteği ile bu takıma teknik sorumlu olarak gelmiş birinin taraftarlardan gizlediği hususlar başka ne olabilir?
Bu takım zaten açıklanmayan ya da açıklanamayan olaylar yüzünden bu hale geldi. Taraftar hesap derken bütün bu açıklanmayan olaylardan bahsediyordu. Sergen’de bu olayları açıklamıyorsa, ya da başka bir deyişle açıklayamıyorsa, bu taraftar bağrına bastığı Sergen’e nasıl güvenir?
Sevgili Beşiktaş’lılar Beşiktaş takımı arzuladığımız Beşiktaş takımı değil. Siz bakmayın yorumcuların abartılı konuşmalarına. Gol yemediğimiz bir maç yok. Stoperler bir facia. Bunu bildiğimiz halde, acaba mı sorularını Joseph, atılınca herkese gösterdi. Denizlispor gibi bu ligin en zayıf halkalarından birine karşı bu kadar kırılgan oluyorsak, işimiz çok zor. Takım kötü giderken, sorumluluk alabilecek, takımı ayağa kaldırabilecek bir oyuncu yok. Vida zaten kovulmaktan beter edildiği için tabir yerindeyse idare ediyor. Kale zaten Allah’a emanet. Aylar öncesinden KALECİ adı altında bir yazı yazmıştım. Merak edenler bu siteden okuyabilir. Beşiktaş’ın tecrübeli, iyi bir kaleciği ihtiyacı olduğunu, Ersin ve Utku’nun büyük takım kalecileri olamayacağını hep söyledim. Haftalardır Beşiktaş kalesini koruyan bir kaleci biraz kendini geliştirir ve hep aynı golleri yemez. Üstelik kendisini baskı altına alacak taraftarda yokken, üstelik takımın içindeki problemlerden dolayı yediği hatalı goller görmemezlikten gelinmiş iken .
Santrafordan önce Beşiktaş’a Ocak ayında ne yapıp, edilip, bir kaleci alınmalıdır. Onun çalışmaları da şimdiden yapılmalıdır. Bu arkadaşlardan biri yedek olarak tutulup, diğeri de bir Anadolu takımına gönderilmelidir. Böyle kaleciler, takıma güven vermeyeceği gibi önünde oynayan defansı da tedirgin eder. Beşiktaş’ın mevcut durumunda bir de bunların gelişimine harcayacak vakti yok.
Sergen ve yardımcılarının bir an önce kulüpte fazla mesai yaparak, takımının kırılgan yapısına çözüm üretmesi, öz güvenlerini geri getirmeleri gerekir. Ayrıca Ocak ayı transfer dönemi için, zararından neresinden dönersek kardır mantığıyla, şimdiden bir transfer politikası benimsemeleri ve planlarını ona göre yaparak, yönetim ve başkana baskı uygulamaları şarttır. Geçen sezon ki gibi şansımız yaver de giderse, yeniden Avrupa Kupalarına, hatta Şampiyonlar Ligine katılmamız hayal değildir.
Beşiktaş olarak 10 kişi ile mi oynamak zor, 1 kişi (Joseph ) olmadan mı oynamak zor? Bunu önümüzdeki 2 hafta çok daha net olarak test edebileceğimiz görüşündeyim.
Sağlıklı günleriniz olsun.
Kerem EYMÜR
Eksik 1 değil ki. Başkan, yönetim kurulu, hoca, top oynamayı bilen oyuncular ve dolayısıyla Beşiktaş ruhu eksik..
Bir an için Sergen’in Beşiktaş’da top oynamadığını düşünün, hangi kariyer ile Beşiktaş’a hoca olacaktı ?
Bakmayın siz Tümer’e yapılan linç kampanyasına, söylediğinde haklı, Sergen Beşiktaş efsanesi olmasa bu külübün kapısından içeri girebilir miydi?
Abartmakta üstümüze koy, Avrupa’da yokuz, haftada 1 maç yapacağız, 3 haftadır top oynamıyoruz, 10 kişi kalınca maç 3-2 ye gelmiş, Sergen’e kalsa şampiyonluk yolunda yürüyoruz
Çarşı bildiğin eski çarşı değil Sergen, olsa dahi seyirciye oynamam doğru değil, tazminatın yokmuş, en zor zamanda gelmişsin falan filan, gelirken nereye geldiğini biliyordun, kıçını kır otur çalış
Şahsen Sergen’e tanıdığım kredi Avrupa’dan elenerek bitti, dolayısı ile anamızın liginde yaptığımız maçlardan sonra böyle demeçler vermeye gerek yok, Denizli ile lig maçı yaptın, Lyon ile cl maçı değil
Şenol hocayı yetersiz görüp eleştirenler Avcı ve Sergen ile kına yaksınlar bir taraflarına
Yaz geçmemiş olsa galibiyet sonrası Alaçatı üzerinden İstanbul’a gelirdi hoca, tabi bu kariyerle buna hoca diyeceksek Güneş ve her ne kadar sevmesek de Terim’e ne demek lazım, o da ayrı bir tartışma konusu olur.