ARA

Saved articles

You have not yet added any article to your bookmarks!

Browse articles

Çerez Politikası

Bu web sitesi, en iyi deneyim yaşamanızı sağlamak için çerezler kullanır. KVKK metinlerine ulaşmak için tıklayınız Gizlilik Politikası

Divan Kurulu Seçimleri Ardından

Bir Seçimden Fazlası

19 Ekim 2025’te gerçekleştirilen Beşiktaş Jimnastik Kulübü Divan Kurulu seçimleri, camiamızın demokratik kültürünü bir kez daha göstermiştir.
Altı adayla başlayan, son haftaya beş adayla giren bu süreç; farklı seslerin, vizyonların ve anlayışların yarıştığı, dışarıdan bakıldığında zengin bir tabloydu.
Ancak ne yazık ki, bu kadar çok adayın ve böylesine elverişli koşulların olduğu bir ortamda beklenen katılım gerçekleşmedi.
Sandıkların yarısının boş kalması, Beşiktaş camiasında Divan Kurulu’na yönelik güven, inanç ve aidiyet duygusunun zedelendiğini açıkça göstermektedir.

 Bugün üyelerin yarısından fazlası sandığa gitmemeyi tercih ediyorsa, bu bir ilgisizlik değil; bir sessiz tepkidir.

Bu tepki, Divan’ın yıllar içinde saygınlığını koruyamamasından, yönetime rehberlik eden bir yapıdan protokol kulübüne dönüşmesinden kaynaklanmaktadır.
Mevcut yönetim, tarafsızlık çizgisini kaybetmiş; adaylar arası dengeye dâhil olarak Divan’ın doğallığını gölgelemiştir.
Bu da üyelerde “nasıl olsa her şey belli” duygusunu güçlendirmiştir.

Seçim sürecinde kalan adaylar, niyetleri samimi olsa da söylem derinliğini yakalayamadı.
Divan’ın yıpranmışlığını onaracak projeler üretmek yerine günü kurtaran vaatlerle sınırlı kaldılar.
Bu tablo, Beşiktaş kongre üyelerinin artık bağımsızlaştığını, sürekli aynı isimler etrafında toplanmak istemediğini, kendi iradesini yeniden tesis etmeye başladığını göstermektedir.

Seçim, aslında bir öze dönüş çağrısıydı; ama ne yazık ki birçok aday bu çağrıyı okuyamadı.
Çünkü seçimde kazanan yalnızca sandıkta değil, sonrasında da belli olur.
O koltuğa oturan kişi, eleştirilerin odağında olur ve her adımı dikkatle izlenir.
Bu makam, saygınlık, liyakat ve kurumsal duruş ister.
Bu mesajı okuyamayan hiçbir yapı Beşiktaş’ta uzun süre ayakta kalamaz.

Katılım oranı bize çok net bir gerçeği gösteriyor:
Divan, kendi itibarını ve temsil gücünü yeniden inşa etmedikçe, Beşiktaş’ın vicdanı eksik kalacaktır.
Sandığa gitmeyen her üye aslında şunu söylüyor: “Benim sesim duyulmuyor.”
O sesi duymadan yapılacak hiçbir yenilenme kalıcı olamaz.

 

Bazı şeyler ertelenebilir, ama olması gereken mutlaka olur.
Artık Beşiktaş Divanı da bu sessiz mesajı duymuştur.
İstanbul’un en merkezi, en prestijli lokasyonlarından birinde yapılan bir Divan seçiminde, katılımın yalnızca 1800 kişi civarında, yani toplam oy hakkına sahip üyelerin %47’sinde kalması, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir tablodur.

Beşiktaş Divanı bir dönemin vicdanı, bir dönemin aklıydı.
Bugün katılımın düşüklüğü sadece Divan’ın değil, kulübün yönetim anlayışının da aynasıdır.
Altı adaydan yalnızca ikisinin yapısal, uzun vadeli bir vizyon sunabilmesi, eski başkanların dahil olmasına rağmen etkilerinin hissedilmemesi de bu değişimin göstergesidir.

Sonuç olarak, bu seçim yalnızca bir yarış değil; Beşiktaş’ın ruh hâlinin aynasıdır.
Katılım artmadan, Beşiktaşlı iradesinin gerçek gücü de ortaya çıkmayacaktır.
Beşiktaş’ta hiçbir şey kaybolmaz — sadece ertelenir.

 

Önceki Yazı
Sergen Yalçın: Umarım kazanmaya devam ederiz!
Sonraki Yazı
Beşiktaş BOA, Charnay deplasmanında mağlup!

SON EKLENENLER

Yorumlar (0)

  1. Henüz yorum yapılmamış.