”Fatih Terim espri yapıyorsa normale dönmüş demektir”

Teknik direktör Mustafa Denizli, Sözcü gazetesine verdiği demeçte liglerin seyircisiz olarak oynatılmasını eleştirdi, “Avrupa’da alınan bir karardı seyircisiz oynama durumu. Bu ahmakça bir karardı. Biz de ona ayak uydurduk. Niye? ‘İnsanlar sadece tribünde bir arada olur’ diye düşündük” dedi.

Denizli, “Halbuki futbol maçında yakın ilişkiler sadece seyirciler arasında olmaz; soyunma odalarında, koridorlarda, saha içinde de olur. Ortalama 700-800 kişinin yakın temasta görev yaptıkları yerler buraları… UEFA, bu tip kararlar alınırken tek taraflı düşünüyor ve biz de onlara uyduk. Seyircisiz oynama kararının yanlış olduğunu anlamak için bize 1 hafta yetti” diye devam etti.

Denizli liglerin tamamlanmasına yönelik önerisini de şu sözlerle anlattı:

Tıp adamları virüsün Türkiye’de 8-9 hafta sonra en üst noktaya ulaşacağını söylüyor. Demek ki hazirana kadar sürecek. Eğer bu sezon tamamlanacaksa, ligin 34. haftası ağustos sonunda bitirilebilir ve ara vermeden yeni sezona başlanabilir. Bu sezon sıkıştırılmış takvimle oynanabilir. Kastım şu: Mevcut sezonun son 8 haftası ile yeni sezon bir anlamda birleştirilerek oynanabilir.

Burada en azından birinci devre maçları çarşamba-pazar-çarşamba olarak düşünürsek zaten yeterli süreyi yaratmış oluruz. Ligin ikinci yarısında milli takım için çalışma ve hazırlık süreci yaratmış oluruz çünkü unutmayalım ki 2021’de Avrupa Şampiyonası finalleri oynanacak. 4 haftada 8 maç oynanır ve ligi tamamlarsın. Yeni sezona eylülde başlarsın. 25-28 kişilik kadrolar bu maç periyodunu çok rahat çıkarabilirler. Çok da sıkışık değil bu.

Şu anda futbolcular tam pasif durumda değil. Bireysel Çalışmalarla fizik durumlarını korumaya çalışıyorlar. Tabii ki tam olmaz bu ama sakatlık riskini de arttırmaz. Yüzde 20-30’la başlayan futbolcular 1 ay içinde yüzde 80’lere 85’lere gelir. Normal lige de böyle başlanıyor. Türkiye Kupası statüsünde değişikliğe gidebilirler. 32 takım olarak düşünülebilir. İkinci yarıda Avrupa’da devam eden takımlar varsa onlar için de Türk futbolu için de zaman yaratılabilir.

”Fatih Terim espri yapıyorsa normale dönmüş demektir”

Yakın dostu Fatih Terim’le görüştüğünü, Göksel Gümüşdağ ve Abdurrahim Albayrak’ı da aradığını söyleyen Denizli şunları anlattı: “Fatih Hoca esprilere başladı bile. Fatih espri yapıyorsa normale dönmüş demektir. Kendi aramızda yaptığımız konuşmaları yapmaya başladığında, ‘Telefonu kapatıyorum, sen normale dönmüşsün’ dedim.

Rüştü’ye (Reçber) eşinden ulaşmaya çalıştım. Eşi yoğunluktan geç geri dönüş yaptı. Müjdeli haberi verdi. Hepsi aramıza dönecek. İnsanlar şunu kafasına koymalı: Bu virüs şöhretli-şöhretsiz dinlemiyor. Zengin-fakir ayrımı yapmıyor. ‘Bize bir şey olmaz’ diyenler vardı, hepsine bir şey oldu.”

Denizli’nin diğer açıklamaları şöyle:

Biz sadece saha içinden bahsediyoruz. Bu krizin sosyolojik tarafına hiç girmedik. Futbolun sosyolojisi, ülke sosyal yaşamını belirleyen en önemli unsurlardan biridir; insanların en fazla konuştuğu ve fikir belirttiği… Eve kapanmış ailelerde ne kadar büyük sorunlar yaşandığını dünya üzerinde görüyoruz. Tüm dünyada ve bizde hayat normale dönünce sosyal yaşamda da aile yaşamında da pozitif değişimler olacak. Bir süre belki ligin başlangıcında bir miktar seyirci azalacağını göreceğiz ama bu da zaman içinde normale dönecektir.

Tarih boyunca ülkeler ve devletler kurallar koymuştur. Bu kuralların uygulanması ya devlet zoruyla olmuştur ya da duyarlı vatandaşların güveniyle olmuştur. Ama Türkiye, bu ikinci bölümde sınıfta kaldı. Vatandaş kendisine verilen tavsiyeleri dikkate almadı. Bütün dünya bir felaketle karşı karşıya… Dünyada veba, tifüs gibi salgın hastalıklar nedeniyle milyonlar öldü. Bu sefer ölmesin. Yeniden böyle bir durum ile karşılaşmayalım. Yumurta kapıya dayanmadan tedbir almalıyız.

Artık Türkiye’de, son 20-25 yılda yapılan transferler hayal. O rakamlara bir daha ulaşma şansı yok. En başından beri ‘Altyapıyla uğraşmadın’ diye diye şimdi zorla ‘Özüne dön’ şekline dönüşerek verilen bir sınav bu. Oyuncu fiyatları sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada düşecek.

Salgının başladığı günden itibaren hayatlarını hiçe sayarak canla başla çalışan profesörler, doktorlar ve hemşireler başta olmak üzere tüm sağlık çalışanları, gerçekten büyük bir alkışı hak etti. Hepsine çok teşekkürler. Bu olay bize, sağlık sistemimizin ne kadar iyi yanı varsa eksiklerini görmemiz için de yararlı oldu.