Genç neslin figanı
Akşam Gazetesi yazarı Alen Markaryan’ın yazısı.
Evde kaldığım süre içinde yazı yazmayı,
Film seyretmeyi, Yarışma programlarına bakmayı yeğliyorum…
Kayışı kopartmamak adına. Fazla haber seyretmiyorum anlayacağınız…
Akşamdaaan akşama!!! derler ya öyle. Bir ara yarışmacılara takıldım…
Yazıyı yazmama sebep de bu zaten… Mesela yarışmacılara moral olsun diye ilk üç beş soruyu kolay
Bilip heyecanlarını yensinler diye… Vatandaş neredeyse her soruya joker kullanıyor.
Bakıyorsun öz geçmişine üniversite mezunu… İçin acıyor… Heyecana bağlayanlar var bu durumu Pöh!!!
Kabul edilemez bir bahane bence… Hal böyle olunca Altmışlı yetmişli yılların jenerasyonları geldi aklıma….
Ve ben ve benim gibi bir sürü insanın kolay olan bu soruları leblebi gibi nasıl yediğini yargıladım içimde.
Ben mesela on-on iki yaşlarındayken Gazetelerin iç sayfalarında olan bulmacaları çözmeye çalışırdım. Soldan sağa-yukarıdan aşağıya….
Bayılırdım…
Mesela çikletler dönem dönem dünyadaki ve bizdeki öne çıkmış futbolcuları,
Ülke bayraklarını,
Ülke başkentlerini, Dünyadaki bütün hayvan isimlerini, Ufak ve kalın bir kağıtla verir, Biz bunları çeşitli oyunlar oynayarak hem bilgi kazanır birçok şey öğrenir,
Ve çocuklar için oyun oynayarak bilgi kazanmanın ne kadar güzel bir yol olduğunu tarihe not düşerdik… Bilim dünyasına yani!!!
Daha ilkokula başlamadan kerat tablosunu ezberlerdik iyi mi… Geçen gün 5’e gittiğini öğrendiğim çocuğa Altı kere sekizi sordum… İçim acıdı… Bizim oralarda pedagogları psikologları bilmezdik Sorunlarımızı mahalle büyükleriyle çözerdik. Mahalle kabadayısı demek gücün yanında olmak değildi, Haklının koluna girmekti …
Babam beni işe sokarken ustama ‘Eti senin kemiği benim’ diyerek teslim etmişti. Okulda ha keza sınıf öğretmenleri… Cetvelle parmak ucu dayakları, Kulak çekmeler,
Annemize babamıza söylemeye utanırdık. Bir şekilde öğrendiler mi Oh! Olmuş derlerdi. Onları değil bizi suçlarlardı… Biz nasıl oldu da buralara
Tabi ortada çok kuvvetli ve karşılıklı iyi niyet olgusu vardı. Sokakta oynadığımız oyunların haddi hesabı yoktu. Yakar toptan, ıstopa Körebeden, yağ satarıma Saklambaçtan, beştaşa neler neler… Gazoz kapaklarını, misket oynamayı saymıyorum bile….
Komşuluk ilişkileri, büyüklere saygı maksimumdaydı… Halı saha yoktu Lakin kaldırımlar arası yaptığımız maçların tadı hala damaklarımızdadır.
Tabi ki bunları birilerini suçlamak için yazmadım.
Dünyanın genel müfredatı bu yönde. Yaşanması gereken yaşanmamışlıkların, Yaşanamadığından mütevellit sıkıntılarını çiziyorum boşluğa…
Gençlerimizi eğitmek Eskiye olan özlemle birleştirerek elimizde aslında. Eskiden yaşadığımız güzelliklerin Ve birbirimize hissettiğimiz bağlılıkların Yani içi daha dolu yaşamın…
Nasıl evrildiğinin farkına VARMADIĞIMIZDA Tıpkı bugün yaşadığımız sorunlar gibi Sıkıntılar içinde olacağımız,
Bu nedenle bize bunları hatırlatan corona musibetinden ders alarak,
Genç nesillere bütün bunları yad edip farkına varmalarını sağlayarak, Yolumuza devam etmek istiyoruz….
Genç nesil
Teknolojiyle, bilimle kol kola yürüyen genç nesil daha da bizimdir.
Yaşadıklarından, eskisinden, yaşlısından feyz alan genç nesil daha daha bizimdir… Sağlıkla güneşle… Ve sabırla…..
Bravo UNIBJK
Alen Markaryan:
65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı geldikten sonra Beşiktaş tribünün üniversiteli gençlerinin aklına bir fikir düşüyor…
“Herkese yetişemeyiz ama En azından kongre üyesi olup da evden çıkamayan büyüklerimizin sokaktaki ihtiyaçlarını biz karşılayalım…”
Fikir güzel olunca rağbet görüyor. Ve bunu kulüple paylaştıklarında Kulübün de bu minvalde bir çalışma yapmak istediği ortaya çıkınca İşe koyuluyorlar…..
UNIBJK bünyesinde başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere Türkiye’nin geneline bu hizmeti yaymaya başlıyorlar…
Anadolu’daki bazı şehirlerin köylerine ulaşamıyorlar ve oradakiler için de “Haklarını helal etsinler…” diyorlar.
Talep önceden belirlenmiş numaraya telefon açarak vuku buluyor… Adres neresiyse oraya yakın üniversite oluşumlarına haber uçuyor…
Oradaki güvenli arkadaşımız telefon açan büyüğümğle irtibata geçip işi çözüyor…. İşte aradığımız gençlik…. Bravo gençlik….
Hepinizi tek tek tebrik ediyor yanaklarınızdan öpüyorum..
Alen MARKARYAN