Haydi Ferdi zamanı geldi: Les Ferdinand

GundemBesiktas.com Yazarı Alper Kınar’ın yazısı.

Haydi Ferdi zamanı geldi: Les Ferdinand
A+
A-
13 Mart 2020 16:16

Yıllardan 18 Aralık 1966 Londra da doğmuştur. İngiltere’de Watford da başlamıştır, futbol hayatı ve bir çok İngiliz kulübünde forma giymiştir. QPR takımında oynarken bir anda kendinini boğazın serin suları ve İnönü’nün çimlerinde bulmuştur. Yıl 1988 Gordon Milne’in ihtişamlı yılları İngiltere’den siyah, fuleli müthiş hızlı atletik bir çocuk Yeşilköy havalimanına iniş yapar. Antrenmanlardaki hırsı enerjisi, tamamen bir santraforda olması gereken özellikleriyle herkesin kalbinde taht kurar, inanılmaz bir sevgi seline yakalanmıştır, İstanbul’da, ama bu beraberlik çok kısa sürecektir, tekrar geldiği takım olan Queens park rangers takımına geri dönecektir. Benim hatırladığım ve izlediğim kadarıyla inanılmaz bir top hakimiyeti, yerinde kafa vuruşları ceza sahasında hızlı hareketli çok iyi top kontrolünün yanı sıra çok düzgün bir karaktere sahip beyefendi bir insandı. Klas beyefendi çizgisi, güler yüzüyle Beşiktaş taraftarından inanılmaz bir sinerji yaratmış. Yıllarca ahh nerde o Ferdi ne topçuydu diyerek kendisini aramıştır, siyah beyaz gözler, Taraftarların damağında bir tat olarak kalmıştır. Havada asılı kalarak attığı kafa golleriyle yüreklerde taht kurmuştur. Gordon’un İngiltere’de yakın takipleri sonucunda Beşiktaşlı taraftarlar Les Ferdinand’ı izleme fırsatı bulmuşlardır. Ferdinand’ın bir başka özelliği de bize siyahi futbolcuları sevme alışkanlığını getirmesidir. O yıllar da hem bu kadar genç hem bu kadar klas futbolcularını pek bizim gibi futbol ülkelerinin izleme fırsatı bulunmamaktadır. Bizde Ferdinand’a zaten doyamadan ülkesinin yolunu tutmuştur. Onun Beşiktaş taraftarlarındaki yeri her zaman ayrı olmuştur. Gelmeden önce kalitesini ve futbol kumaşını sadece Gordon milne biliyordu, onun dışında kimse futbolcuyla ilgili bir bilgiye sahip değildi. Ama geldikten birkaç maç sonra Beşiktaş’lı taraftarların ve benim o yıl ki kahramanımız oldu. Hatta kendisine yapılan şu tezahüratta hafızalarımıza kazındı. Haydi ferdi zamanı geldi. Ama bu beste çok uzun sürmeyecek hafızalarda kısa bir sevda olarak kalacaktır, ama tabi ki bir ömür boyu unutulmadan. Ferdinand o dönemde Beşiktaş’ımıza geldiğinde kuvvetli iyi bir takıma geldi kadromuzda Metin, Ali, Feyyazlar Şifolar, Rızaların olduğu dönem takım iyi o takımda sivrilmesi hiç de zor olmadı. Çünkü İngiltere’den futbolun beşiğinden İstanbul’a gelmişti.1996 yılında İngiltere’de yılın futbolcusu seçildi. Beşiktaş’ımız kariyerine çok güzel şeyler kattı. Bir rüya gibi geçen o muhteşem sezonda 24 maçta 14 gol attı. Anlattığı hatıralarında Beşiktaş her zaman var oldu. Hatta Sky sports yazarı Adam Bate yaptığı röportajında deneyim kazanmam için İstanbul’a Gordon milne in yanına gönderildim. Benim için kötü bir rüya gibiydi İstanbul hakkında bildiğim tek şey Gece yarısı ekspresi filmiydi. Bu ülkeye giderken neler hissettiğimi hissetmeniz hiçte zor olmasa gerek, ama kader ağlarını örmüştü ve Türkiye maceram başlamış oldu insanların bu kadar sıcak taraftarın bu kadar takımına sadık olduğu bir başka takım olduğunu düşünmüyorum demiştir. Türkiye’nin kendisine nasıl adam olacağımı sonrada nasıl futbolcu olacağımı öğreten ülkedir demesi de bizler için çok önemli sözlerdir. İngiltere’yi her zaman futbolun beşiği görür, ama büyük Beşiktaş taraftarı ona taraftarın ne demek olduğunu anlatmıştır. Bir anısı da çok ilginçtir, Açılışta saha kenarında kurban kesiliyordu sahaya çıkarken onun eline de bir güvercin verirler uçursun diye atar kuşu havaya küt düşer kuş bir daha atar yine düşer kuş, O anda der ki her halde beni linç ederler diye düşünür. Kendi tabiriyle küçük bir adam gelir, kanadındaki bandı çıkarır kuşun, Ferdi atar kuşu havaya ve güvercin gökyüzüne doğru kanat çırpmaya başlamıştır Ferdide huzura doğru kanatlanır. Bir uğultu kopar o esnada tribünlerden Ferdinand’ın içini yakmıştır bu uğultu ama ne yapsın bazen çok büyük aşklar böyle kısa sürebilmektedir. Ama tarihin ve İstanbul’un taşlarına yazılmıştır bu aşk ne silinecek ne de kaybolacaktır tribünlerden gelen o uğultu asla unutulmayacaktır. Haydi Ferdi zamanı geldi tezahüratı kapalının ortasından başlayıp tüm İnönü’ye sarılacak, golünün müjdesini müjde, müjde size Ferdinand’dan müjde size diyerek belirtecek, On a aşk ve sevgisini İnönü’nün çimleri ile beraber tarihe gömecekti. Beşiktaş’tan ayrıldıktan sonra tekrar İngiltere’ye tekrar bir siyah beyazlı formaya koştu Newcastle unıted a döndü orada da başarıları devam etti. Ve premıer ligdede yılın futbolcusu seçildi. Geçirdiği önemli sakatlık kendini çok daha iyi yerlere gitmekten alıkoymuştur. Topla sağladığı o birliktelik ikili mücadeleleri top tekniği inanılmaz golleriyle unutulmazlar listesine giren ilk siyahi futbolcu olarak Nouma Lara, Amokachi Lere yol açmıştır. O dönemde Metin, Ali, Feyyaz’lı beste tribünleri süslerken o güzel pastaya bir kartal gibi konacağını kimse tahmin edemiyordu. Aynı yıl Türkiye kupasında alınan başarılı sonuçlar ve Türkiye kupasının kazanılmasında inanılmaz faydaları dokunmuştu. Hatta o maçta Fenerbahçe’nin dünyaca ünlü kalecisi Toni Schumacher’e attığı gol sırtı dönük vaziyetteyken penaltı noktasında bir ani hareketle yüzünü kaleye dönmüş, üç Fenerbahçeli defans oyuncusunu çalımlayıp altı pasta Schumacher’ide yatırıp golü atmıştır. Bu gol Türkiye kupasını Beşiktaş’a getirmiştir. Bu maçın keyfi ve zevki bende inanıyorum ki Beşiktaş’lı taraftarlarımızda yaklaşık 20 yıldır kalplerde yaşamaktadır. Ve şu sözü de tarihe geçecektir Fenerbahçe defansını çarşıya götürdüm. Beşiktaş kendisini bağrına basmıştır unutmayacaktır bu siyahi çocuğu, Havalimanındaki karşılaşmayı da asla unutamayacaktı. Kimin için geldi bu kadar insan der, Sonrada biraz takılayım der belki meşhur birini görürüm der, Halbuki kendisi için gelmiştir seyirci onu karşılamaya, Bu bizim futbola olan sevgi ve aşkımızı anlatmaya yeter herhalde, Bir anısıyla yazımı bitiriyorum. Bir mağlubiyet sonrası seyirci tesisleri basar çıkışta üzerine gelen kalabalığı görünce arabayı bırakıp koşmaya başlar arkada seyirci önde Ferdinand 10 dk koşarlar. Eve nefes nefese gelir, sonra düşünüp Beşiktaş seyircisine hak verir. Maçta yarısı kadar koşsam o maçı kazanırdık. Ve der ki bunu bana Beşiktaş seyircisi öğretti. Bize Ferdinandı izletme fırsatı sunan Rahmetli Süleyman Sebamıza, büyük hocamız Gordon Milne’e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Öyle büyüksün ki Beşiktaş’ım tarihe sığmıyorsun.

Alper KINAR

YORUMLAR

  1. İbrahim Kaya Çakır dedi ki:

    Üstad yine bizi geçmişe götürdün. Ellerin dert görmesin.

    1. Anonim dedi ki:

      Teşekkúr ederim.⚪⚫⚽