Josef bizi havuza götür
Kerem Eymür, GundemBesiktas.com okuyucuları için yazdı.
Onu ilk olarak 2015 senesinde geldiği F.Bahçe’de tanımıştık. O zamanlar onu sadece iyi bir takım oyuncusu ve tam bir profesyonel olarak değerlendirmiştik. Onun dışında ekstra bir özelliği gözümüze çarpmamıştı. F.Bahçe’den ayrıldıktan sonra tabir yerindeyse parayı seçerek Suudi Arabistan’ın Al Ahli takımına transfer oldu. Ancak futbolu çok özlemişti. Yeniden o heyecanı yaşayacağı, muhteşem bir taraftara sahip bir kulübe gitmek istiyordu. Böylece futbolunun ikinci baharını geçirebilecek, şimdiye kadar kimseye gösteremediği, belki de kendinin bile henüz keşfedemediği yeteneklerini, herkese haykırabilecekti. Beşiktaş’tan aldığı transfer teklifi onu çok heyecanlandırmıştı. Beşiktaş’ın maddi anlamda çok sıkıntıda olduğunu, hatta oyuncularının maaşlarını ödemek de bile zorluk çektiğini gayet iyi biliyordu. Şüphesiz Beşiktaş takımı, ona Al Ahli’nin sunduğu maddi imkanları sağlayamayacaktı. Ancak Josef bu sefer parayı değil, futbolu ve temaşayı seçmişti. F.Bahçe’de oynarken, gördüğü ve hayran olduğu Beşiktaş taraftarı onun bu açlığını pekala giderebilirdi. Kendisinin bile bilmediği yeteneklerini burada gözler önüne serebilir ve yeniden Beşiktaş ile doğabilirdi. Bu doğrultuda Beşiktaş’ın teklifini kabul etti. İlk başta Beşiktaş taraftarı bu transfere sıcak bakmadı. Souza’nın daha önce F.Bahçe’de oynaması , oynadığı pozisyonda Necip, Atiba, Dorukhan gibi oyuncuların bulunmasından dolayı, bu transferin gereksiz bir transfer olduğu, bunun yerine başka pozisyonlara oyuncu alınması gerektiği hususunda eleştiriler oldu.
Gerek sezon başında yapılan eksik ve geç transferler , gerekse ilk maçlarda Sergen ile takım arasındaki güven sorunundan kaynaklı problemler neticesinde, Beşiktaş lige hiç de iyi başlayamadı. Bu da Beşiktaş ile çıktığı ilk maçlarda Josef’in “Ben buraya nereden düştüm?” şeklinde ki surat ifadelerine sahne oldu.
Ancak haftalar geçtiğinde, Sergen’in kendine ve takımına, takımın da Sergen’e güvenmesi neticesinde, camianın tek bir vücut haline gelmesi , Souza’yı da harekete geçirdi. Ondan sonra sahada bambaşka bir Josef De Souza seyretmeye başladık. Souza adeta bir Matruşka’ya dönüştü. Her hafta içinden başka bir Souza çıkarmaya başladı. Matruşka’dan 31 yaşının olgunluğu, tecrübe, hırs, özgüven, cesaret, karakter, liderlik, teknik gibi özellikler çıkardı Kaptanlık pazubentini taşımasa da, Beşiktaş’ın saha içindeki kaptanı olduğu, net olarak görülmeye başlandı. Beşiktaş’lı oyuncular, sahaya maksimum performanslarını koyarken, bu takımı sahiplenen Souza’da, kendinin bile şimdiye kadar farkında olmadığı özelliklerini ve liderliğini sahada sergilemeye başladı. Beşiktaş taraftarıda onu sahiplenerek, bağrına bastı. Gelinen nokta da, tüm futbol otoriteleri tarafından Beşiktaş’ın bu sezon ki en iyi transferi olarak değerlendirildi.
Son kazanılan ve maçın adamı seçildiği G.Saray maçında, Matruşka’dan kimsenin tahmin etmediği bir de golcülük özelliğini çıkardı. Müthiş oyununu golle süsleyerek kilidi açan adam oldu. Sert gelen topa Sergen’e nazire edercesine sol ayağı ile yaptığı müthiş kontrolünü, saniyenin onda biri kadar kısa bir zamanda kaleye bakışıni ve sağ ayağının içi ile başta Levandowski olmak üzere, pek çok büyük golcüyü imrendirircesine uzak köşeye yaptığı bitirici vuruşunu anlatmak için kelimeler yeterli gelmiyor. Hani “Anlatılmaz, yaşanır” derler ya işte öyle bir goldü. Başta kaleci Okan ve G.saray defansı olmak üzere, tüm milyonların bakışları arasında uzak köşeye giden top, aslında sene başında Beşiktaş için şampiyonluğun çok uzak olduğunu söyleyenlere verilen bir cevap niteliği taşıyordu.
Sanki Beşiktaş’ın alt yapısından yetişmiş, Beşiktaş’tan başka takımın formasını giymemiş, 30 yıllık Beşiktaş’lı gibi yaşadığı o eşsiz gol sevinci, onun Beşiktaş’ı nasıl sahiplendiğinin, Sergen’e ve bu takıma ne kadar inandığının bir göstergesiydi. Saha içindeki liderlerinin arkasından koşup, gol sevincine ortak olan Beşiktaş’lı futbolcuların bu arkadaşlık ve birbirlerine kenetlenişi, Beşiktaş’ın neden bu ligin lideri olduğunun kısa bir özetiydi.
Maçtan sonra Matruşka’dan başka bir Souza daha çıktı. İçinde ki Şampiyonluk ateşini her zamankinden daha çok hissetmiş olacak ki, maçtan sonra buzlu havuza atladı.
Bizimde yüreğimizde ki şampiyonluk ateşi körüklenip, hiç olmadığı kadar yoğun bir şekilde yanmaya başladı.
Josef bizi havuza götür.
Kerem EYMÜR