”Milli Takım’da az oynama sebebim Beşiktaş’ı seçmem”

Beşiktaş’ın eski futbolcusu İbrahim Toraman kariyeri hakkında açıklamalarda bulundu.

”Milli Takım’da az oynama sebebim Beşiktaş’ı seçmem”
A+
A-
2 Ocak 2020 20:17

İbrahim Toraman, 2001-2015 yılları arasında Türk futbolu en önemli figürlerinden biriydi. 3 yıllık Gaziantepspor kariyerinin ardından 2004’te 3 milyon Euro bonservis bedeli karşılığında Beşiktaş’a transfer oldu. 2014’e dek aralıksız 10 yıl siyah beyazlı formayı giyen Toraman, daha sonra 1 sezon memleketinin takımı Sivasspor’da forma giydikten sonra futbola veda etti. O günden sonra ortalarda pek görünmeyen Toraman’la, Kandilli sırtlarındaki evinde buluşup, geçmişi, bugünü ve geleceği konuştuk.

– Futbol oynadığınız dönemde Türkiye’nin en popüler oyuncularından biriydiniz. 2015’te futbolu bıraktıktan sonra resmen ortadan kayboldunuz! Neden?

Bu aslında arz-talep meselesi. Ben profesyonel kariyerimde 3 takımda oynadım; Gaziantepspor, Beşiktaş ve Sivasspor. Gaziantep’ten teknik direktörlük teklifi aldım ama kulübün şartları çok iyi olmadığı için kabul etmedim. Sivasspor’la da memleketimin takımı olması nedeniyle ilişkilerim gayet iyidir. Beşiktaş’ta 10 yıl oynadım, kaptanlığını yaptım. Benim görev talep etmem yerine, onlardan talep gelmesi daha doğru değil mi? Bir de ben gidip insanlara ‘Şu işi ben yapayım’ falan diyemem. Benim öyle bir tarzım yok. Hiçbir zaman da olmadı. Bu işler için bazı çevrelerde bulunmak gerekiyor sanırım, o da bana uygun değil. Bu aslında biraz da kendimle ilgili bir durum. Bir müddet inzivaya çekilmek istedim. Şu anki kaos ortamında bulunmak istemedim.

– Teknik direktörlük yapmak için gereken eğitimleri ve sertifikaları aldınız mı?
Futbolu bırakır bırakmaz B ve A lisanslarını aldım. Şu anda, futbolu bırakan oyuncu, üst düzey dahi olsa benim aldığım belgelere sahip olması için 3 yıllık bir eğitim süreci geçirmesi gerekiyor. Ben o eğitimleri aldım, artık çalışma zamanı.

– Aralıksız 10 yıl Beşiktaş’ta stoper oynadın, senden sonra hiçbir stoper orada 2 seneden fazla tutunamadı. Sence neden?
Stoper oynamak zor, kolay değil. Sen ne kadar iyi defans oyuncusu olursan ol, eğer takımın şampiyonluk kazanamazsa performansın görülmez, emeğinin karşılığını alamazsın. Şampiyon değilsen, ikinci bile olsan, yoksun… Ama orta saha ve forvet isen daha popüler olursun, hele hele gol attığında başarılı sayılırsın. Beşiktaş’ta 10 sene kalmamın en önemli sebebi diğer mevkilerde de oynayabilmemdi. Gerektiğinde sağ bek ve ön libero oynadım. Bir de ben aşırı disiplinliydim, işimi çok sevdiğim için. Ağır sakatlıklar dışında antrenman kaçırdığımı hiç hatırlamıyorum. Antrenmanlara en erken gider, en geç çıkardım.

– Bu sezon 4 büyüklerde 50’nin üzerinde futbolcunun sakatlanmasını nasıl değerlendiriyorsun? Sence nerede yanlış yapıyoruz?
Bu sene gerçekten de abartılı sakatlıklar var. Sebepleri konusunda net bir şey söylemem mümkün değil çünkü o takımların çalışma sistemlerini bilmiyorum. Futbolcunun her şeyden önce kendine iyi bakması lazım. Kişi, en iyi kendini bilir. Ben de ağır sakatlıklar geçirdim; aşil tendonu ve menisküs ameliyatları oldum. Ama onun dışında adale çekmesi gibi bir durum bende asla olmadı. Çünkü ben kendime iyi bakardım. Antrenman kaçırdığım zaman kendimi rahatsız hissediyordum.

– Senin mevkinde oynayan Çağlar Söyüncü, Merih Demiral ve Ozan Kabak Avrupa’daki kulüplerinde ve milli takımda çok iyi gidiyorlar. Bu oyuncuları nasıl değerlendiriyorsun?
Çok iyi görüyorum. Çağlar, Merih ve Ozan iyi birer örnek ama inanın bunlar gibi yetenekli çok fazla gencimiz var. Merih mesela Fenerbahçe altyapısında yetişen ama oradaki ekip tarafından beğenilmeyen bir oyuncuymuş. Fenerbahçe’de kendini kabul ettiremeyince arayış içine giriyor ve Avrupa’ya gidiyor. Kendisi yırtıyor. Merih, Çağlar ve Ozan, evet çok iyi futbolcular ama kabul etmek lazım ki şansları da yaver gitti. Eğer milli takım EURO 2020’ye kalmasaydı, bu kadar konuşuluyor olmazlardı. Milli takım başarılı olduğu için onların başarıları ön plana çıktı. Daha önce de ifade ettiğim gibi, özellikle defans oyuncuları için takımların başarılı olması çok önemli.

– Hangisini daha çok beğeniyorsun?
Merih ile Çağlar kendilerini geliştirdi. İkisi de sert ve hamleleri iyi. Ancak oyuna daha çok girmeliler. Top kullanma becerilerini artırmaları gerekiyor. Kaymalar yapacaksınız, yanınızdaki partnerinizle iyi anlaşacaksınız. Ben mesela Gaziantepspor’da iken Riadh Bouazizi ile yan yana oynuyordum. Tunus Milli Takımı’nda oynuyordu, çok büyük tecrübesi vardı. Oyun kurmada çok başarılıydı. Onunla çok iyi ikili olmuştuk. Tecrübesinden çok faydalandım. Bu çocuklar daha gelişmeliler.

– Transfermarkt’a göre 2011 yılında senin piyasa değerin 7.5 milyon Euro’ya yükselmiş. Ki, o yıllarda futbolda şimdiki kadar para yoktu ve Türk oyuncular da bu kadar para etmiyordu. Sanıyorum İbrahim Toraman şimdi oynasa herhalde bir Merih Demiral gibi 40 milyon Euro’lardan konuşuyor olurduk?
Ben kapasitemin tamamını sahaya yansıttığımı düşünmüyorum. Gaziantepspor’dan Beşiktaş’a geldiğimde çok diriydim. 90 dakika biter, ben kendimi asla yorgun hissetmezdim. Gaziantepspor’daki son sezonumda 3 büyük kulüp de beni istedi ama ben çocukluğumdan beri Beşiktaş’ta oynamak istediğim için tercihim o yönde oldu. Ben Beşiktaş’a geldiğimde atmosfer çok farklıydı. Kulüpte yeniden yapılanma vardı. Hoca yeniydi, futbolcuların çoğu yeniydi. Böyle olunca da takım oluşamadı.

– Avrupa’dan transfer teklifi aldınız mı?
Ben Beşiktaş’a gelmeden önce Shakthar Donestks istedi. O zaman başlarında Mircea Lucescu vardı. Kulüpler bazında görüşmeler oldu, onların gönderdiği özel uçakla gidip ben de görüştüm. Ama benim hayalim hep Beşiktaş’tı. Orada yapamazdım. Kendimi orada oynayacak biri gibi hissetmiyordum. Yaşın getirdiği bir durum tabii. O zaman çok gençtim.

– O zaman menajerin falan yok muydu, sana yol gösterecek biri?
Benim menajerim hiç olmadı. Gerek duymadım. Aslında olması lazımmış. O zamanlar gençtim ve çok iyiydim, talip olan kulüp başkanları, teknik direktörler direkt beni arardı. Menajere hiç ihtiyaç duymadım. Beşiktaş’taki ikinci kontratımda birilerini kırmamak adına menajerim oldu, onun da zaten de sözleşmemde çok etkisi olmadı.

– Bu kadar üst düzey bir futbolcu olmana rağmen sadece 32 defa milli olmuşsun. Bunun nedenleri neydi?
Ben aslında çok genç yaşta A Milli Takım’a gittim. 32 milli maçın yarısını Gaziantepspor’da iken oynadım. Transfer zamanım geldiğinde Beşiktaş’a seçince diğer takımların antipatisini kazanıyordum. Milli takımda az oynamam bundan kaynaklanıyor.

– Son 2 sezonda 3 büyükler ile Anadolu takımları arasındaki fark ciddi şekilde azaldı. Artık 3 büyükler eskisi gibi kopup gidemiyor. Bunun ekonomik nedenlerden kaynaklandığını savunanlara katılır mısınız?
Kesinlikle… Aslında geçmişten bugüne Anadolu takımlarının oyun anlayışında pek bir fark yok. Eskiden de katı savunma yapıp kontrataklarla hücuma çıkarlardı. Ancak o zaman Alex, Hagi, Delgado, Talisca gibi kapalı savunmaları çözebilecek kaliteli oyuncular vardı. Çok iyi frikik ve duran top kullanırlar, bir pasla 3 kişiyi birden ekarte eder ve rakip savunmaların arkasına öldürücü toplar atarlardı. Şu anda Türkiye’de bir tane bile böyle oyuncu gösteremezsiniz. Bu da tabii Anadolu takımlarına yaradı.

– Bir yıl formasını giydiğiniz memleketinizin takımı Sivasspor ligde liderlik koltuğunda oturuyor. Sezon sonuna dek böyle devam edebilirler mi?
Sivasspor’un başarılarından gurur duyuyorum ve çok seviniyorum. Ancak lig ikinci yarıda çok daha zorlu olacak. 3 büyükler devre arasındaki transfer dönemini iyi değerlendirecek. Eksiklerini kapatıp daha güçlü hale gelecekler. Yarış yeniden başlayacak.

– Beşiktaş’ta senden önce ve sonraki takımları da biliyorsun. ‘Keşke ben de oynasaydım’ dediğin bir kadro var mı? Hangi Beşiktaş’ta oynamak isterdin?
Şenol Güneş’in ilk iki sezon şampiyon yaptığı takımda oynamak isterdim. Rakip kim olursa olsun güzel futbol oynayan, herkesin zevk aldığı ve şampiyonluklar kazanan bir takımdı. O başarılar sadece Beşiktaş’a değil, oyunculara da kazandırdı. Mesela Tosic’e, Gençlerbirliği’nde iken herkes sıradan bir oyuncu gözüyle bakıyordu. Fakat Beşiktaş başarılı olunca o da sivrildi ve 33 yaşında iken 4.5 milyon Euro kazandırıp gitti. O Beşiktaş’ın özellikle orta sahası çok iyiydi. Zaten bir takımın en kilit bölgesi orta sahadır. Orta sahan ne kadar güçlüyse o kadar başarılı olursun.

(hürriyet)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.