ÖZEL | Dikici’den Beşiktaş’a Dortmund önerisi
Okan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sema Tuğçe Dikici, Beşiktaş Gündemini GundemBesiktas.com’a değerlendirdi.
Beşiktaş’ın mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Feda sezonu ile başlayan bu süreçten yuvaya dönüşle gelen 2 şampiyonluğuna, Şampiyonlar Ligi grubundan namağlup lider çıkmaya uzanan bu süreçte Beşiktaş sportif başarısını finansal tablolara da yansıtarak ligin hem sahada hem da parasal yarışta en çok kazananı olmuştu. Keyif veren futbolu, fark yaratan pazarlama ve iletişim çalışmaları ile takdir topluyordu. Dizilerde bile alışkın olmadığımız şekilde Beşiktaş teması işleniyordu hatırlayın.
Moda sanki Beşiktaştı. Bunlar çok değil, 2 sezon öncesi… Beşiktaş’ın Süleyman Seba yönetiminden sonra belki de en parlak zamanlarından bahsediyorum. 13 yıl aradan sonra ilk kez net kar açıklamıştı Beşiktaş hatırlarsanız. Maç günü gelirleri 100 milyon TL’yi aşmış, lisanslı ürün satışları ve sponsorluk gelirlerinde rakiplerini geride bırakmıştı. 120 milyon doları geçen marka değeri ile Türkiye’nin en değerli futbol markası olmuştu. Uzun yıllardır taraftarın özlediği birşeydi bu. Puan kaybettiği maçlarda dahi, mücadele ederek yenilen, maça asılan, ısrar eden bir Beşiktaş vardı. Takım oyunu izliyorduk.
Bugün geldiğimiz nokta, belli bir zaman dilimine yayılan hatalı muhasebelerin ve belki de yanlış yol arkadaşlarının sonucu bence. Takımın dokusundaki bozulmalar ve beraberindeki puan kayıplarına rehavet, bireysel hata, hakem hatası vs. dedik. Ama çarşambanın gelişi salıdan belliydi. Beşiktaş, kol kırılır yen içinde kalır demeli, Şenol Hoca gibi bir değeri küstürmemeliydi.
Bugün Beşiktaş’ın saha içindeki kötü gidişatını neye bağlıyorsunuz?
Bunun birçok nedeni var. Oyuncu yetersizliğinden teknik direktöre, yönetime kadar… En basitinden kampa gidilmiş, kamptan 6-7 oyuncu sakat dönülmüşse burda sorumlu teknik adamdır. Yakın zamanlı örnek verelim. Bir zamanlar o kadar para etmez diyerek gönderdiğiniz Sosa, size karşı tek başına maçı çevirebiliyorsa Sosa’yı neden göndermiştik diye sormanız lazım. Trabzonspor kontrollü kaynak kullanımı ile gençlere yönelerek akıllıca bir hamle yaptı. Şehri birbirine kenetledi. Taraftar desteğini yanına çekerek sabırla başarıyı bekleyin dedi. Bence bu başarılı bir strateji… Beşiktaş’ta ben bugün en büyük sorunun günü kurtarma çabası olduğunu düşünüyorum. Bu da hata yapma riskini yükseltiyor.
Şuan için ihtiyaç duyulan şey, Beşiktaş’ta kral çıplak diyebilecek, taraftar hassasiyetini dikkate alacak, gerçekçi bir yönetim anlayışı. Bugün yıllık geliri 350 milyon Euro’ya yaklaşan, dünyanın en zengin 10 kulübünden biri olan Dortmund’un 2006 yılında yaşadıklarını anımsayın. 200 milyon Euro’ya yakın borcu olan kulübün Frankfurt borsasındaki işlem gören hisseleri %80’e varan düşüşler yaşamıştı. Önce iflas engellendi, borçlar yenileden yapılandırıldı ve yönetim felsefesi değişti. Bütün bunlar yapılırken taraftar desteği ile birlikte sürdürülebilir başarı hedeflendi. Şuanda Beşiktaş iflas etmedi, karaya vurmadı elbette…Ama Dortmund’un zirveden uçurumun kenarına gidişi ve sonrasında yeniden doğuşu bence unutulmaması gereken, bütün kulüplere yol haritası olabilecek hikayesi olan örnek. Önemli olan hataların farkına varabilmek ve akıllıca çözümler üretebilmek.
GundemBesiktas.com ÖZEL HABER