Parası olan değil yüreği olan kazanır
Akşam gazetesi yazarı Alen Markaryan’ın yazısı.
Diyorlar ki;
Caner kötü oynuyor o yüzden ıslıklandı Braga maçında…
Hayır! Ne münasebet efendim. Islıklanma nedeni, hakeme devamlı itiraz ve el kol hareketleri … Son G.Saray maçında da itirazdan sarı gördü… Yapma diyoruz elli kere ama kime söylüyoruz… Yoksa G.Saray maçı performansı olarak ilk 3’e yazarım…
Diyorlar ki;
Gökhan Gönül kötü oynadı… Bunu diyenler ya maçı seyretmemiştir, ya da futboldan anlamıyordur. Net… Adam Nagatomo’yla ayrı Babel’le ayrı uğraştı, savaştı… Ne demek kötü oynadı!? Arkadaşlarına özgüven sağladı. Hırsı yeter bir kere. O yüzden saçmalamayın da keyfini çıkaralım galibiyetin. İlk ikidir performansı…
Diyorlar ki;
Rebecho Caner’in yedeği olarak mı alındı, yoksa Caner’in üstüne mi? Bu soruyu ben de sordum çokça… Ya da Avcı, Caner’den mi vazgeçemiyor? Neticede finali “Rebecho niye oynamıyor”a getireceğiz ya! Braga maçında biraz vasattı ama G.Saray maçında pürüzsüz oynadı… Lekesiz… Kaç kere gitti geldi çizgide belli değil… Maçtan sonra Fatih Terimin, Beşiktaş bizden 20 km fazla koştu demesinin baş aktörüdür bence… At ciğeri gibi çift karbüratörle oynadı sanki. Yorulmak bilmedi adam iyi mi…. İlk birdir yeri, kesin…
Diyorlar ki
Umut Nayir gol atmasına rağmen Beşiktaş’ın golcüsü değil… N’olamaz!!!!! İyi söylüyorsunuz da Caner’in yer hizasında yaptığı ortaya, yatıp kafasını uzatması “gol reflekslerinin” güçlü olduğunu gösterir. O topa herkesin yatamayacağı gibi o golü de kolay kolay kimse atamaz… Eksiği topla hızlanamaması olabilir… Bir de özgüveni… Lakin futbol ukalalığının yeri değil…. Elinde kumaşı iyi olan birisi var… İlgilen parlat ve kazan… Gerisi lafı güzaf… 4 numaradır hakkı….
Diyorlar ki;
Atiba 37 yaşında onun için Braga maçında G.Saray maçı düşünülerek oynatılmadı… Ne alakası var? Atiba tipi oyuncular oynadıkça açılırlar. Sana lazım olan yerde hemen oynatacaksın. Ver formayı karışma gerisine… Adam takımına güven verdiği gibi, yüksek mücadele gücünden dolayı rakibini aşırı yoruyor… Adam jübile yapana kadar 11’i hazırlanırken en önce onu yazarım…
Diyorlardı ki;
Şenol hoca Quaresma’yı kesemediğinden Lens o kanatta şans bulamıyor. Yazık oluyor çocuğa…. Gitti Quaresma. Hani Lens? Her maç bir kişi eksik oynuyoruz. Yalan mı? Ne ikili mücadele var, ne asist ne gol. Allah’ın “poker face”i !!!!!!!
Diyorlar ki;
Abdullah Avcı, Fatih Terim’in elini sıkmamış… Niye sıkmamış? Kendi deyimiyle geçen sene Başakşehir’in başındayken Sami Yen’e gittiklerinde o da onun elini sıkmamış. O yüzdenmiş… Şahsi mevzularını bilemem Nedir ne değildir? Sn.Avcı’nın takdiridir… Bana kalsa sıkardım ve spor kamuoyu önünde yücelirdim… Yanlıştan örnek verilemeyeceği gibi yanlışa yanlışla da karşılık verilmez. İstisnai durumlar hariç bize böyle öğrettiler…
Diyorlar ki;
Abdullah Avcı sistemden vaz mı geçti? E-Tabi… Yenildiğimiz maçlarda 73’e 27 top üstünlüğüyle oynuyorduk. Ama maç kaybediyorduk. Biz de 5.2 saniyede top kapmaya benzemez bu işler diyorduk… Bak G.Saray’ın top oynama yüzdesi bizden fazla.. Lakin maçı biz kazandık. Niye? Çünkü doğru ve basit oynadık O kadar…
Diyorlardı ki;
G.Saray’ın kadro kalitesi Beşiktaş tan iyi. G.Saray kazanır… Biz de diyorduk ki, tarihler ötesi mevzudur bu derbide favori zor kazanır… Kâğıt üstünde mantığı sökmez fazla… Parası olan değil, yüreği olan kazanır…
Vesselam…