Rüzgar yön değiştirince…
Kerem Eymür, GundemBesiktas.com okurları için yazdı.
“Rüzgarı Arkasına Alma” Hepimizin bildiği bir tabirdir. İşleri yolunda giden, hemen hemen her istediği gerçekleşen ve başarıya çabuk ulaşan insanlar için kullandığımız bir deyimdir. Aslında bir denizcilik terimidir. Gemiyi gideceği limana çabuk ve zahmetsiz götürebilir. Ancak rüzgar ters döner, arkadan esmez ise, ne olur? Gemi kaptanları bu yüzden vardır. Rüzgarın durumuna göre gemisini yönlendirip, gemiye hasar aldırmadan, gideceği yere ulaştırması için Kaptan olmuştur. Çünkü Kaptanlar farklı rüzgarlara karşı neler yapacaklarını bilen, daha doğrusu bilmeleri gereken insanlardır. Bu yüzden arkadan esen rüzgarlara kendilerini kaptırmayıp, devamlı tetiktedirler.
Hayatta bizler için böyle değil midir? Hayatımızın belirli bir döneminde rüzgar arkamızdan eser ve bizleri ulaşması belki yıllar sürecek bir başarıya ya da bir yere çok kısa bir zamanda götürebilir. Ancak rüzgarın ne zaman nereden eseceği hiç belli olmaz. Bizim arkamızdan eserek, bir yerlere çabuk ulaştıran rüzgar, ters dönüp, karşımızdan eserek, başladığımız yerin daha gerilerine bizi sürükleyebilir, hatta batırabilir.
Çok az kişi bunun farkına varıp, çabucak ulaştıkları başarının büyüsüne kapılmadan hareket edip, rüzgarın her zaman arkasından esmeyeceğinin farkına varır. Rüzgarın başka yerlerden gelebileceğini hesap ederek, ona göre plan ve programlar yaparak, gemisine yön verir. Gideceği yere çabuk, ya da tam vaktinde ulaşamaz olsa bile, en azından rotadan sapmaz.
Ne yazık ki Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, bu durumu fark edebilen çok az kişiden biri olamadı. Geçen yıl arkasından esen çok şiddetli rüzgarın sarhoşluğuna kapılıp, bu rüzgarın her zaman böyle eseceğini zannetti. Geçen sezon olduğu gibi sadece dümeni tutup, kendini yine rüzgarın akışına bıraktı.
Sn.Başkan ve Yönetim Kurulu, bu rüzgarın hep böyle esmeyeceğinin farkına vararak, geminin yıpranan ve aşınan yelkenini güçlendirmeye çalıştı. Sergen Yalçın’a yıpranan yerleri kapatıp, daha sağlamlaştırması için, kimsenin hayal bile edemeyeceği lüks ve kaliteli kumaşlar verdi. Ancak Sergen Yalçın, yelkenin aşınan yerlerini bu kumaşlarla dikip, tam olarak kapatamadı. Rüzgarda tersten esince bu açıklar daha da büyüyerek, bir türlü dikiş tutamadı. Bu da gemi ile yelkenleri arasında ki bağları kopardı. Geçen sezon arkadan esen rüzgarın hızlıca getirdiği limandan, rüzgarın yön değiştirmesi sonucu yine hızlıca geriye doğru savrulup, rotadan iyice saptı. Bir gurup Beşiktaş taraftarının arkadan sanal rüzgar vermesi de, tersten esen doğal rüzgar karşısında şimdiye kadar bir işe yaramadı. Sergen Yalçın, gemisini ve yelkenini rüzgara karşı düzelteceğine, panik yapıp, rüzgara karşı kürek çekmeyi denedi. Bu hareketi, yorgun kürekçilerini isyana sürükleyerek, onların ilerleme ümitlerini ve Sergen Yalçın’a olan inançlarını hepten bitirdi.
Herhalde Sn.Başkan ve Yönetim Kurulu, taraftarın Sergen Yalçın’ın arkasından yarattığı sanal rüzgarın, Sergen Yalçın’ı gönderdikleri taktirde, yön değiştirip, kendilerine karşı eseceğini düşünmüş olacaklar ki, şimdiye kadar geminin su almasına ve rüzgarda oradan, oraya sürüklenmesine seyirci kaldılar.
Zaman maalesef Beşiktaş’ın aleyhine akıyor. Her geçen hafta Beşiktaş gemisi yara alıyor. Bu saatten sonra bağları kopmuş, yelkenleri zarar görmüş geminin, sağlıklı bir şekilde ilerleyeceğini düşünmek, hayalcilikten başka bir şey olmaz. Beşiktaş camiasının bir an önce geçen sezondan beri yaşadığı “Peri Masalı” modundan çıkıp, gerçekler ile yüz yüze gelmesi gerekmektedir. Bu geminin acilen farklı rüzgarlara karşı ne yapması gerektiğini bilen, geminin kopan bağlarını ve yıpranan yelkenini onaracak ve gemiyi tekrar üst rotalara kıracak yeni bir kaptana ihtiyacı vardır. Bu kaptanın önderliğinde geminin tersaneye sokularak, tam anlamıyla bir bakım görmesi şarttır. Bu gemiyi tersaneye ne kadar çabuk zamanda sokar, ne kadar kısa sürede tecrübeli kaptanlara emanet ederseniz, bu geminin tersanede kalma süreside o kadar az olur. Bu da zaten borçları telaffuz ile mümkün olmayan Beşiktaş’a daha az para ve zaman kaybettirir. Unutmamalı ki, zararında neresinden dönülürse kardır. Başkan ve Yönetim Kurulu makamı bir karar alma ve uygulama makamıdır. Bu makam, Beşiktaş’ın en üst makamıdır.Bundan sonra bu makamın, vakit kaybetmeden ve duygusal davranmadan, gerçekçi kararlar alması, rüzgarın yeniden olumlu bir şekilde yön değiştirmesine neden olacaktır.
Unutmayalım ki, asıl olan Beşiktaş’tır. Taraftarın argo tabiri ile “Gerisi Traş”tır.
Saygılarımla,
Kerem EYMÜR