Sakin kalmalıyız ve algılara yenik düşmemeliyiz

Beşiktaş Şampiyonlar Ligi’nde ilk maça çıkana kadar ligde 4 maçta 10 puan topladı. Hatta ilk 4 maçta kalesinde gol bile görmedi. Puan kaybettiği tek maçta da Beşiktaş lehine penaltı verilmemişti. Beşiktaş’ın şanssızlığı Şampiyonlar Ligi ile birlikte başladı.

15 Eylül’deki Dortmund maçıyla birlikte Beşiktaş’ta peş peşe sakatlıklar meydana geldi ve Beşiktaş bırakın tam kadro maça çıkmayı, bir çok maçta stoperde orta saha oyuncularını oynatmak zorunda kaldı. Şampiyonlar Ligi’nde peş peşe gelen kötü sonuçlar Süper Lig’i de etkiledi ve Beşiktaş Şampiyonlar Ligi başladıktan sonra ligde oynadığı 7 maçın 4’ünde puan kaybetti. Bu puan kayıplarının çoğunda Beşiktaş zaten tam kadro değildi, bir de hakem hataları peş peşe gelince Beşiktaş için kötü bir periyot oluştu.

Her maçın farklı bir hikayesi var elbette ama Adana Demirspor maçında son dakika faulden yenen gol ile 2 puan, Hatayspor maçında atılan nizami golün iptaliyle 1 puan ve Başakşehir maçında verilmeyen 2 penaltı ile belki de 3 puan direkt hakem hatalarıyla kaybedilmiş oldu. Bugün sadece bu 3 maçtaki 6 puanı ekle Beşiktaş ile lider arasında sadece 1 puan fark oluyordu. Neyse şimdi varsayımları bir kenara bırakalım da, bundan sonra ne yapabiliriz onları konuşalım. İlk önce ‘sakin’ kalmalıyız ve algılara yenik düşmemeliyiz. Beşiktaş için Trabzonspor maçını final maçı gibi gösterip ortamı germeye çalışıyorlar. Trabzonspor maçı final maçı değil, final maçı telafisi olmayan maçtır ve Trabzonspor maçından sonra daha ligde 26 maç oynanacak. Öncelikle bu maçı final havasında görüp de gerilmeyin. Beşiktaş’ın bu sezon form düşüklüğü var ama bunun en büyük nedenlerinden biri de Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmek. Hollanda, Portekiz ve Almanya futboluyla Süper Lig’deki futbol arasında birçok fark var ve yüksek tempoda oynanan maçlar Beşiktaş’ı zorlandı. Bir de buna sakatlıklar eklenince Beşiktaş’ın kötü sonuçları peş peşe geldi.

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; Beşiktaş’ın Süper Lig’deki en zorlu periyodu da Şampiyonlar Ligi’ne denk geldi. Yani Beşiktaş hem Avrupa’da hem de ligde peş peşe zorlu maçlara çıktı. Trabzonspor maçından sonra Beşiktaş’ın fikstürü de rahatlıyor. Beşiktaş bu süreçte muhakkak form tutacaktır. Yazıya “Sakin kalmalıyız” diye başlamıştım. Bu gerçekten de önemli. Henüz hiç bir takım bir şey kazanmadığı gibi bir şey de kaybetmedi. Geçen sezonu hatırlayın; Beşiktaş 5. hafta sonunda ligin dinine düşmüştü. Sonra ne oldu? Görkemli bir şampiyonluk hikayesi. Geçen sene bu şekilde tepki verseydik ne olurdu? Beşiktaş en alttan zirveye gelebilir miydi? Hayır. Nasıl ki geçen sezon sabrettik, sakin kaldık bu sezonda da aynasını yapmak zorundayız. Futbolda psikoloji çok önemlidir. Siz baştan kaybetmeyi kabullenirseniz zaten kaybedersiniz. Bırakın Avrupa’yı, Süper Lig’e odaklanın. Hem zaten zorlu periyodu da Trabzonspor maçından sonra geride bırakmış olacağız. Beşiktaş’ın bu sezon kalite sorunu da yok, tek eksiği motivasyonu ve o motivasyonu da birlikte sağlayacağız.

Başkana, Sergen Yalçın’a, yönetime, futbolculara ve en başta birbirimize sarılıp sadece hedefe kitlenelim. İnanmış bir Beşiktaş bu ligde şampiyon olur ve inancımızı göstermek için de Trabzonspor maçının 1. dakikası itibariyle “ÇOCUKLAR İNANIN” bestesini en yüksek sesle söyleyip, herkese “Biz lige döndük” mesajını verip, güzel günlere yelken açalım. Çünkü gerçekten de bu sezon tek sorunumuz motivasyonumuz ve inanırsak, inandırırsak mutlu sona ulaşacağız. İnanın, inandırın çocuklar. Sonra zaten güzel günler göreceğiz, güneşli günler.

Murat EVERECEK / GundemBesiktas.com