Sergen Yalçın’ın, bu oyuncuların sahneye çıkmasında payı büyüktür
1994-1996 yılları arasında Beşiktaş PAF takımında forma giyen, 2011-2016 yılları arasında ise Beşiktaş Altyapı koordinatörlüğü yapan Emrah Bayraktar, VOLE youtube kanalında siyah beyazlıların altyapısından çıkan oyuncular hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Bayraktar’ın sözlerinden öne çıkanlar şöyle:
BİR ŞEYE İNANIYORSAM SONUNA KADAR DİDİKLERİM
Ben biraz şanslıyım, biraz da şansımı zorlarım. Bir şeyi talep ederim. Karşı taraf (yönetim) bunu kabul etmezse, “Ya ne yapalım; yönetim kabul etmedi” demem;. “Olacak olacak olacak” diye didiklerim. Yani bir şeye inanıyorsam sonuna kadar zorlarım ki iyi ki de zorlamışım; onu görüyorum.
Bir yapı kurmaya çalışırken, üst yaş kategorilerinde 18-19 yaşlarında çok kalifiye, kaliteli oyuncular bulup bir yıl alıp hemen A takıma hazırlamak her zaman kolay olmayabiliyor. Nadir bulabilirsiniz ama her zaman olmuyor. O zaman şunu söylemiştik. Olabildiğince yaş gruplarını aşağıya çekelim. Bir çizgi çizelim. Çizginin alt yaş kısmını öyle bir yapalım ki, öyle bir konsantre olalım ki….
SOSYAL MEDYAYA BAKARSANIZ…
Tabii çok da tepki alıyordum. Her çalıştığım kulüpte… Yani “Bu böyle mi yapılır? Şöyle mi yapılır? Sosyal medyaya bakarsanız sosyal medya sizi yönetir.” Öyle mi yapayım?” Öyle yapmaya başlarsınız. Ama bir şeyi gerçekten biliyorsanız; ekibinize, kendinize, tecrübenize bilginize kendi kişiliğinize güveniyorsanız tamam dersiniz… “Dünya bana konuşsa onu öyle yaparım” dersiniz.
ERKEN KEŞFEDEBİLME AVANTAJI VAR
Ben Beşiktaş’tayken, işin bu kısmıyla uğraşırken tepkiler şöyleydi: Çoluk çocukla uğraşıyorsun. Bırak bunları. Bizi oyalıyorsun…
Ya bunlar (15-16 yaştakiler) olacak. Hani buradakiler (18-19 yaş) olabilir. Ama buralara yama yapmam lazım. Üst taraftakiler bir iki yılda hazır olmayabilir ama alt tarafta çok büyük bir avantajım var. Erken keşfederim. Yetiştiririm. Zamanımız var.
BİR HAYAL KURUYORSUNUZ
Sizi (Önder Özen) götürdüğümde Sefa Kaya, Berkay Vardar’ı hatırlarsanız… Geleceğin Gerrard’ını izliyorsunuz demiştim o zaman. Çünkü bakıyorsun, olabilir. Kendi yaşıtları arasında bir farklılık görüyorsun. Bir hayal kuruyorsun. Ben bunu yetiştiririm diyorsun. Tabii ki arada sizden bağımsız olarak oyuncular kırılmalar yaşayabilir. Psikolojik, ergenlik, fiziksel gelişim, birçok şey. Ama bir hayal kuruyorsunuz. O hayalin peşine gidiyorsunuz.
BU ÇOCUKLAR 12 YAŞINDA KATAR’DA KUPA KALDIRDI
Beşiktaş’ı her yaş kategorisinde yüz küsür kere Avrupa’ya götürdüm. O zamanki çocuklar her gittiği turnuvada ya final oynadı, ya final gördü, ya çeyrek ya yarı, ya da kupayı kaldırdı. Çok büyük bir özgüvenle geldiler. Hakeza şimdiki çocuklar. Diyorlar ki “Rıdvan, Ersin bu yaşta nasıl oynuyor? Emirhan nasıl oynuyor?” Ya da Berkay’a… Ben diyorum ki, bu çocuklar 12 yaşındayken Katar’da kupa kaldırdı. Roma Olimpiyat Stadı’nda, Totti’nin oturduğu koltuğa oturup o statta, Roma’da maç yaptı. Tribünlere karşı… Yani bu çocuklar, buraya çok ciddi Avrupa maçları oynayarak geldiler.
SON O SARRAFLIK NOKTASINDA…
Ben şuna çok inanıyorum: Bu gençlerin oynamasında Abdullah Avcı ve Sergen Yalçın’ın büyük emeği vardır. İşin bu tarafında benim tabi ki bir emeğim var. Tabi ki beraber çalıştık. Bu oyuncuların geliştirilmesi bunları geliştiren antrenörlerin eğitilmesi, bu oyuncuların keşfedilmesi… Ama son o sarraflık noktasında, kısa süre de kalmış olsa Abdullah Avcı da buna bir destek verdi. Ama Sergen Hoca özellikle çok büyük bir dokunuşla bu çocuklara şans verdi, özgüven verdi. Oyna arkandayım dedi. Ve bu oyuncuların sahneye çıkmasını sağladı.
Yav, Sergen’in Beşiktaşa’a attığı iki de kazık var bunları da söylemek lazım ! N’Skala ve Velinton ! Bu iki isim hangi mantıkla Beşiktaş’a imza attırıldı ?