Sessiz gemi!
Akşam gazetesi yazarı Alen Markaryan’ın köşe yazısı
Konyaspor maç yaptık pazartesi akşamı… Bilenmişler, doldurmuşlar stadı…
Ben severim bu işleri, deplasman deplasman gibi olacak.
Arkadaşlarla nane molla olsak da kalabalık tribünler olsun ligimizde…
Tribündeki taraftar takımını her türlü korur da, Sahadaki taraftar(!) bu işi yaptı mı işin tadı kaçıyor…
Tribün teşkilatlarının bir neferi gibiydi Mete Bey…
Türkiye’nin gözü önünde 14. dakikada Konyalı Soner’in istese ayağını çekebileceği pozisyonda, çekmeyip yerde yatan Pjanic’in baldırına basmasını nasihatle geçiştirdi.
Yine Konyalı M’Poku’nun yine Pjanic’in bileğini araba frenine basar gibi ezip geçmesini sarıyla ödüllendirdi…
Ghezzal’a yapılan penaltıyı es geçerken, Vida’ya taa oradan buraya niye geldin diye sarıyı göstererek niyetini belli etti…
O sarıdan dolayı yediğimiz gol öncesi Vida gerekli hamleyi yapmadı. Yapsa şaşardım zaten!!! Hatalarına birini daha ekledi Vida…
Dakika 90 olmuş göreceksen gör kırmızıyı. Oradaki inisiyatifin bile hata…
Maç güzel kafa kafaya oldu ama 75 dakika 10 kişi 40 dakikada 9 kişi oynaması gerekirdi Konya’nın…
Hiç biri olmadı halbuki Ne Konyalı atıldı Ne hakkım savunuldu…
Takılmışız bir kervanın peşine, sessiz sedasız gidiyoruz işte…
Çıkın bağırın demiyorum ama araştırın, karıştırın, sorgulayın. Neden böyle oluyor diye yargılayın…
Beşiktaş’ın iç dinamiklerini harekete geçirin. Böyle sessiz kalmak iyi bir şey değil Lütfen reaksiyon verin…
KONGREDE ÖNE ÇIKANLAR
Cumartesi günü kongreye gittiğimde benim kalemimden ilk öne çıkan Kongre kartımı görevli hanımefendiye uzattığımda “12’den sonra giriş almıyoruz ” demesi…
Etrafıma bakındım kamera şakası falan mı diye? Iı-ııh… Kız ciddi…
Neyse sicil kurulu anında yetişti! “Nereden çıktı bu” diye çıkıştı ben ne olduğunu merak etmeden devam ettim salona doğru…
Biliyorum kalsam neşem kaçacak! Salona girdik, katılımın az olduğu da öne çıktı…
30 küsür bin üyesi olan bu kulüp kongresinde 400 kişi vardı bir ara…
Kahve, muhabbet sohbet derken bundan evvelki kongrelerde, bundan evvelki başkanı övenlerin mevcut başkan Çebi’ye yanaştıklarını ona güzelleme yaptıklarını ve ibra oylamasında oralardan bir kişinin bile bundan evvelki başkanı ibra etmediğini acıyan gözlerle gördüm…
İşin tuhafı bizim 2013’ten beri anlattıklarımız direttiklerimz vardı, çocukların çoğu tepki yemişti, “Beşiktaş’ı karıştırıyorsunuz” diye. Yıllarca hem de…
Ya şimdi? Şimdi Taşlıtarla minübüsü gibi çoğu, normal otobüsten bile iki saat geç gidiyor hedefe! Sonuçta detaylara girmeyeceğim…
Ama yönetime naçizane tavsiyem , kongre zamanları en az bir ay evvelden kongre üyesi Beşiktaşlı bürokratları, sporcuları ve eski yöneticileri özel bir çalışmayla kongreye davet etmeleridir…
Üyelere bir çay, bir kahve ikramı olmalıdır…
Bir yerlerden başlayın işte… Mutlaka devamı gelecektir….
SAĞLIKÇIYA SARI NEDİR ALLAH AŞKINA…
Hafta sonu Ankaragücü-Keçiören maçı vardı…
Maç oynanırken ikili mücadele sonrası sakatlık yaşanıyor, sağlık ekibi elinde malzemeleriyle sahaya giriyor, Hakem “girme” diyor, tartışıyorlar.
Topçu yerde bu arada. Hakem kızıyor sağlıkçı arkadaşa sarı kart gösteriyor…
Vay arkadaş! Maçın hakemi Emre Kargın…
Bu arkadaşı takip etmek lazım, trafikte, markete giderken falan cebinde kartları taşıyor mu?
Olur ya fırıncıya ekmek sıcak değil diye bir sarı, trafikte kendisini sollayana kırmızı! Ulen! Şaka gibi ya…
Latife bir yana esas soru şu: sarı kartı gösterdin sağlıkçı diretti artık dönüş yok, bir sarı daha, ikinci sarıdan kırmızı…
Eee? Başka sağlıkçı yoksa, sahada topçu sakatlandı. Ne olacak?
Kimse “bir sağlıkçı mı var sahada abartma” demesin…
On bin kişi ambulans diye bağırıp ancak 15 dakika sonra teşriflerini biliriz zatıalilerinin…
Şoförü bulamamışlar iyi mi!? O yüzden bu hakemlerimizin akıl sağlığı yerinde mi merak ediyorum.
Sağlıkçıya sarı nedir ya?
Alen MARKARYAN / Akşam