Tayfur Havutçu’dan Süleyman Seba açıklaması!

Beşiktaş’a transferi için 10 yıl bekleyen Tayfur Havutçu, Hürriyet’e özel açıklamalarda bulundu.

Tayfur Havutçu’dan Süleyman Seba açıklaması!
A+
A-
11 Nisan 2020 20:48

Beşiktaş’ın futbolcusu, kaptanı, yardımcı antrenörü, teknik direktörü ve sportif direktörü…

Bütün bu sıfatları bünyesinde bulunduran Tayfur Havutçu herkesin bildiği üzere siyah beyazlı ekibin rahmetli onursal başkanı Süleyman Seba’nın yeğeni. Ancak dayısının başkan olması sanılan aksine Kartal’ın kapılarını sonuna kadar açmadı. Aksine Beşiktaş ile buluşmasının gecikmesine de neden oldu. Korona günlerinde ailesiyle birlikte ‘evde kal’an 50 yaşındaki teknik adam, Hürriyet’in sorularını yanıtlarken hem biraz nostalji yaptık hem de salgın sonrasını konuştuk…

– Rahmetli Süleyman Seba’nın yeğeni olmak size avantaj getirdi mi?

Rahmetli Onursal Başkanımız Süleyman Seba’nın yeğeni olmak bir insanın sahip olacağı en büyük onur ve gururlardan biri. Lakin üstünüzdeki yükü ve ağırlığı da çok büyük. Hayatım boyunca Süleyman Seba’ya aileme ve değerlerine sahip çıkmak adına çok çabaladığıma ve buna uygun bir hayat sürdürdüğümü düşünmekteyim. Zamanında ilk transferimi 17 yaşında iken yönetim çok istemesine rağmen Süleyman Seba’ya akrabalığımızdan dolayı Türkiye’de kendimi ispatlamadan veto etmiş olmasını büyük bir keyifle ve gururla her zaman anlatırım. Çünkü o gün beni çok düşündüğü için takıma almamış olan çok değerli aile büyüğüm sayın Süleyman Seba’nın bugün bulunduğum yere gelmemde katkısı büyüktür.

Dostum Sergen’e güvenim tam

– Ahmet Nur Çebi, “Sergen Yalçın’la öze dönüş projesi başlattık. Camiamızın evlatları doğru yerde olmalı” dedi. Bu manada size teklif gelirse kabul eder misiniz?

Daha önce de değişik görevlerde bulunduğum takımımda tabii ki görev almak her zaman gurur vericidir. Beşiktaş benim yuvam.

– Sergen Yalçın’ın Beşiktaş’a gelmesini nasıl buldunuz. Başarılı olur mu?

Sergen Hoca birlikte oynadığım çok değer verdiğim dostumdur. Futbol bilgisine ve hocalığına güvenim tam. Taraftarların desteği ile başarılı olup uzun süre Beşiktaş camiasına hizmet edeceğine inanıyorum.

Milli başarıda Lucescu’nun katkısı yadsınamaz

– Milli Takım’da Lucescu ile çalışmak nasıl bir deneyimdi? Size neler kattı?

Hem oyuncu hem de teknik direktör olarak Lucescu ile çalışma fırsatı buldum. Kendisinden çok şey öğrendim. Saha içindeki kontrolü, futbolcu ile ilişkisi… Çok donanımlı, inanılmaz bir enerjiye sahip. Oyuncularıyla çok iyi diyaloğu olan bir teknik adam.

– Luce oyuncu seçiminde sizlere danışır mıydı?

Göreve başladığında bazı kesimlerde ön yargı vardı. Gelme sebebi zaten yeni bir yapılanma içindi. Birçok yeni oyuncuya özellikle gençlere şans verdi. Teknik ekipte bulunan tüm hocalardan fikirlerini tek tek alır, son kararı kendisi verir. Milli Takım’da her dönemde oyuncu seçimleri tartışılmıştır.

– Milli başarıda Luce’nin payı var mı?

Kesinlikle. O takımın nasıl kurulduğunu, nasıl çaba harcandığını en iyi bilenlerden biri olduğum için Lucescu’nun yadsınamaz bir katkısı olduğunu söyleyebilirim. Birçok genç değerlerin Milli Takım’a katılmasını ve gelişim göstermesini sağlamıştır. Daha sonra görevi devralan Şenol Hoca da üstüne koyarak devam etmiştir.

Bazı şeyleri değiştirmek mümkün değildi

– Kasımpaşa’da görev süreniz neden kısa sürdü?

Kasımpaşa’da ilk 2 maç Beşiktaş ve Rize’ye karşı tam takım çıktık. Daha sonra ilk yarının bitimine kadar sakatlıklar ve cezalı oyuncular yüzünden sıkıntı yaşadık. Devre arası yönetimin aldığı kararla yapılanmaya gidildi. Birçok oyuncu ile yollar ayrıldı. Bize söylenen kampa kadar yeni oyuncuların katılacağı yönündeydi. Maalesef bu gerçekleşmedi. Kamp dönemini genç oyuncularla takviyeli şekilde geçirdik. Devre arası transfer kolay olmuyor.

Kamp sonrası Alanya kupa ve Trabzon maçlarını da gençlerle oynadık. Bu süreçte yarışın içinde olmak ve de yeni kadro oluşturmak zorunda kaldık. Trabzon maçından bir gün önce transfer olan oyuncuya görev verdik. Bu maçtan sonra ne kadar istesem de bazı şeylerin değiştirmenin mümkün olmadığını gördüğümden dolayı ayrılmayı doğru buldum.

– Futbol yaşamınızda en üzüldüğünüz karşılaşma…

1999-2000 sezonunda evimizde Galatasaray’a karşı oynadığımız ve 1-1 sonuçlanan, Fevzi’nin şanssız bir gol yediği karşılaşma. O yıl çok iyi seri yakalamış ve şampiyon olacağımıza çok inanmıştık.

– Quaresma nasıl bir oyuncu?

Quaresma yaşıtlarına göre çok fit. İyi profesyonel, eğitimi ve öğretici tecrübeli. Sakatlık geçirdi. Ama toparlar. Futbolu zekası ile oynuyor.

– Birlikte oynadığınız en iyi 11?

Cordoba, Kaan Dobra, Ronaldo, Zago, Münch- Kleberson, Gunti, Sergen, Tümer- Nihat, Amokachi

– Türkiye’den yerli futbolcu 11’i?

Uğurcan, Gökhan, Hüseyin, Serdar, Caner- Mahmut, Mert Hakan, İrfan Can- Abdülkadir Ömür, Emre Kılınç, Burak.

– Türkiye’den yabancı futbolcu 11’i:

Muslera- Caiçara, Welinton, Vida, Novak- Atiba, Sosa, Kruse- Visca, Nwakaeme, Sörloth.

– Futbol yaşamında unutamadığın maçlar…

Beşiktaş’ın 100. yıl şampiyonluğu ve 2002 Dünya 3.’sü olduğumuz anları unutamam.

(hürriyet)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.