TFF’ye öneri!

Avukat Serdar Mermut, GundemBesiktas.com okurları için yazdı.

TFF’ye öneri!
A+
A-
31 Mayıs 2020 15:24

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), 13.05.2020 tarihli Yönetim Kurulu kararıyla, TFF Sağlık Kurulu ile yapılan toplantı sonrasında liglerin daha önce bildirildiği üzere 12 Haziran 2020 tarihinde başlayacağını büyük bir heyecanla(!) duyurmuştu.

Bu karar öncesinde de, TFF Sağlık Kurulu, Acıbadem Sports ve T.C Sağlık Bakanlığı İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü iş birliği ile TFF 2019 – 2020 sezonunun tamamlanması ihtimaline yönelik bir öneri protokolü hazırlandı. Her iki açıklamada da dikkat çeken husus, herhangi bir şekilde Bilim Kurulu’nun adının geçmemesidir. Ülkemizin çok zor günleri büyük bir özveri ve tüm kurumları arasındaki işbirliği ile aşmaya çalıştığı bu dönemde, TFF’nin içinde bulunduğumuz sıkıntılı süreci adeta yeniden başlatmaya yönelik bu kararı, başta futbolcular ve teknik heyetler olmak üzere, stadlarda görev yapacak tüm personelin sağlıklarının öncelik olmadığını, tamamen duygusal(!)sebeplerle kararın alındığını ortaya koymaktadır.

Bugün(28.05.2020) yapılan açıklama ile de, kararlılığın devam ettiği görülüyor. Ancak Yeni Malatyaspor’da üçüncü kez yapılan Covid-19 testlerinde, 4 futbolcu ve 1 personelin testlerinin pozitif sonuçlanması karşısında karar ile ilgili tartışmalar bitmeyecek gibi.. TFF’nin bu karar ve önerisinin ceza hukuku yönünden de sorunlu olduğunu belirtmek gerekir.

Türk Ceza Kanunu’nun 85.maddesinde “taksir ile öldürme”, 89.maddesinde de “taksir ile yaralama” hükümlerine yer verilmiştir. “Taksir”i, dikkatsizlik, tedbirsizlik ya da talimatlara uyulmaması sebebiyle kusurlu olma durumu olarak tanımlamakla birlikte ceza hukuku yönünden “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmak suretiyle öngörebilme veya önleyebilme imkanı olduğu halde bir neticenin meydana gelmesine sebep olmak” olarak açıklamak mümkündür. Kişi tarafından öngörülen ve fakat istenmeyen bir sonucun meydana gelmesi halinde de taksirin daha ağır bir hali olan “bilinçli taksir”den bahsedilecektir. Bilinçli taksir hali, daha ağır bir kusur durumunu ortaya çıkarır ve bu durumda ceza artırılır. Burada cezanın artırılmasının sebebi, hiç şüphesiz neticeyi öngörmüş olan failin kusurunun daha yoğun oluşudur.

Uygulamaya göre neticeyi öngördüğü halde sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi becerisine veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlikeli hali, bunu öngörmemiş olan kimsenin tehlike hali ile bir tutulamayacaktır. Kişi, neticeyi öngörmüş ama gerçekleşmeyeceği inancıyla hareket etmiş ise artık bilinçli taksirin varlığı kabul edilecektir. Bu duruma örnek olarak sirkte bıçak atma oyunu gösterilebilir. Bıçakçı, her zaman bıçak attığı kişiye zarar verebileceğini öngörür ve fakat bunu istemez. Becerisine ve şansına güvenir. Gösterisini kazasız tamamladığı zaman tüm alkışları alır, ancak zarar meydana geldiği zaman da bundan bilinçli olarak sorumlu olur.

Bu tanımlar çerçevesinde, kişinin gereğini yapmaması veya özen yükümlülüğüne aykırı davranması ile öngörülebilir bir sonucun meydana gelmesine sebep olması halinde ceza hukuku açısından cezalandırılabilir bir hal ortaya çıkmaktadır. Taksir neticesinde kişinin yaralanması durumunda “taksirle yaralama”, ölmesi halinde de “taksirle ölüme sebebiyet verme” suçları oluşmaktadır. Bu açıklamalardan hareketle TFF’nin liglerin oynanması yönünde almış olduğu kararı tartışmak gerekmektedir.

TFF, ülkemizdeki tüm kurumların, görüş ve önerileri ile hareket ettiği Bilim Kurulu’nun bu yönde bir kararı, tavsiyesi olmamasına ve hatta Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın 7 Mayıs 2020 tarihinde “TFF özgür iradesiyle karar aldı. Herhangi bir katkıda bulunmak istemediğimizi de iletmiştik. Bundan sonraki sorumluluk da TFF’nindir.

Bakanlık ve Bilim Kurulu olarak bizim herhangi bir öneri yaklaşımımız söz konusu değildir. Hala aynı noktadayız.” şeklindeki açıklaması ile örtülü olarak “rıza göstermemesine” rağmen, ısrarla ligleri başlatmak istemektedir.
12 Haziran’da başlayacak ligler sonrasında herhangi bir futbolcunun covid-19 virüsü kapması ve bunun neticesinde hiç istemediğimiz başkaca sonuçların meydana gelmesi halinde, bu kararı alan TFF Yönetim Kurulu’nun cezai sorumluluğu ortaya çıkabilecektir. Hatta yukarıda da belirttiğimiz üzere, TFF’nin bilinçli taksir ile hareket ettiği, Almanya gibi bazı ülkelerdeki deneyimlerin şimdilik şanslı sonuçlanması sebebiyle riski göze almış olması sebebiyle daha ağır sonuçlarla karşı karşıya kalabileceğini belirtmek gerekir. Zira, TFF, yapılan tüm uyarılara rağmen, bu konudaki tek otorite olan Bilim Kurulu’nun olumlu bir görüşü bulunmamasına ve aksine sorumluluğun tamamen TFF’ye ait olduğuna ilişkin açıklamalara rağmen öngörülebilir neticenin sonuçlarını dikkate almıyor gibi görünüyor.

Ayrıca yayınladığı “Futbola Dönüş Öneri Protokolü” ile sorumluluğu üzerinden atabilmek adına Önerisi’nde, “En önemli sorumluluk, Bireysel ssorumluluktur” diyerek “bireyler, kulüpler ve ilgili kurumlar tarafından alınması gereken tedbirleri” de bildiriyor. Bu durumda TFF, oyunu oynatıp bir olumsuzluk yaşanmaması halinde alkışı almak; diğer olasılık da ise topu, bildirmesine rağmen tedbirleri almayan kulüplerin kucağına bırakmak istiyor…TFF, herhalde bıçak atma oyunundaki gibi ya şansına ya da becerisine(!) güveniyor…

Serdar MERMUT / GundemBesiktas.com

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.