Türkiye Süper Ligi’nin nur topu gibi bir yüksek yoğunluk takımı var!

O yönden, Valerien Ismaël’in fizik kaliteye, atletik performansa önem veren bir teknik adam olduğunu biliyoruz. Zaten buna dair sinyaller de hazırlık kampında vardı. Oynadıkları ilk maçlarda da vardı. İlk yarılarda gelen goller biraz bununla alakalı olarak değerlendirilebilir.

LİGİMİZİN KANAYAN YARALARINDAN

Beşiktaş şu anda ilk 45 dakikaları gerçekten çok güçlü oynayabilecek bir fizik kaliteye ulaşmış durumda. Bunda tabii ki Beşiktaş’ın performansının yüksekliği kadar diğer takımların-ki bizim ligimizi kanayan yaralarından biridir bu-fizik kalitelerinin standardın biraz altında olması da etkili. Yani fark daha büyük olarak ortaya çıkıyor.

Ama 45 dakikadan sonra onu 50-60 dakikanın üzerine taşıyamadıklarını görüyoruz ki zaten belki taşıyamaması da lazım. Çünkü daha üçüncü, dördüncü hafta itibarıyla, yani 75-80 dakika, o performansı gösterecek fizik güce ulaşmak zaten mümkün değil. Ha, bunu yapsalar bir anormallik olabilir ve daha uzun vadeli sıkıntılar ortaya çıkabilir. Ama ilk 4 haftada yavaş yavaş yükselmeye çalışan bir Beşiktaş görebiliyoruz.

EN SON 15-20 YIL ÖNCE GÖRDÜK 

Son iki haftada, özellikle Karagümrük maçı ve bu maçla beraber görüldü ki bizim ligin en büyük eksikliklerinden biri yüksek yoğunlukla oynanan futbol.

Ligimizdeki şampiyonluk adayları yüksek kaliteli takımlar kurdu. Teknik kalitenin çok yukarıda olduğu 11’lerle oynayan ve başarılı olan, şampiyonluklar yaşayan takımlarımız var. Ama yakın geçmişte şampiyon olmuş, şampiyonluk adayı olan takımlara baktığımızda yüksek yoğunluğu en son ne zaman gördük? Çok yakın vadede ben hatırlamıyorum. Çok eskiye, bir 15-20 yıl öncesine gitmek gerekiyor.

Beşiktaş bu sezonu nasıl bitirir bunu bilmiyoruz ama bir şampiyonluk adayının bu kadar erken bir şekilde hocasıyla, genel olarak hocasının oyun planına uygun transferler ve planlama yaparak, taraftarıyla birleşerek üçüncü dördüncü haftalarda bu futbolu ortaya koyması bence önemli.