Vurdumduymazlar

“Anladığı halde anlamamış gibi davranan, hiçbir şeyi dert etmeyen, hiçbir şeye aldırmayan, duygusuz, anlayışsız, kavrayışsız kimse” Bu, Türk dil kurumuna göre. Ancak Kanada’da bu tanıma kısaca Larin, Belçika’da ise Atunga ya da sizin bildiğiniz adı ise Batshuayi diyorlar.

Yeni hoca, yeni sistem, başarısız bir sezon üçlemesinde her yolun devrime çıkması gerekirken, biz ısrarla “Çare Larin” diye diretiyoruz! Neden? Koray diye bir çocuk var mesela, bakmayın siz “eli sopalı” Kafkasların Tolunay’ına. Esiyor çocuk Akademi liginde. 30 maç, 16 gol! Dün de derbide yazdı mesela daha ilk dakikalarda. Şimdi değilse ne zaman? Koray gibi çoğu değer var ya hani alt yapıda. İşleyin bu çocukları. İşleyin ki, dün nasıl derbiye 4 tane pırlanta gibi öz kaynakla çıktığınızda alkışladıysak, bu satırlarda baştacı yapalım sizi. Dedim ya, şimdi değilse ne zaman? Kalan haftalarda değilse, hangi haftalarda oynayacak bu çocuklar?

HOCAYA

Duruşun, tavrın kulübeye olan hakimiyetinle gelir gelmez fark yarattın hocam. Bırak uzunca futbolun bilimsel yönlerini konuşmayı, iki istatistik duysak, havaya giriyoruz adeta. Düşün ki ne kadar açız futbolun senli konuşmalarına. Coğrafya kaderdir, ancak bu kaderi yazanlar artık bırak futbol konuşmayı, çişini tutamaz haldeler! Bakma sen halâ köşe başlarında olduklarına, arkada bekleyen zehir gibi bir kitle var futbol bilimine aç! İşte bu sebeple farkında olmasan da çok sevenin ve destekleyenin var. Yeniliği pek sevmeyiz biz ama, başarının sürdürülebilirliğine öyle açız ki! Destekleyeceğiz. Senin bu yenilikçi anlayışını sonuna kadar destekleyeceğiz. Çünki buna mecburuz. Fakat bu demek değil ki bizim çirkin yüzümüzle tanışmayacaksın… Mesela şuradan başlayalım. Son 2 maçta yokluk içinde yetişen ejder meyvesi misali parlayan Ghezzal’ın, kariyeri boyunca en verimli olduğu, geçen sene bu Beşiktaş’ı şampiyıonluğa koşturduğu sağ kanattan alıp 10 numaraya koyman eleştirilir hocam. 15 gün sonra bu takımda olmayacak olan Batshuayi’den halâ bir şeyler bekliyor olman kabul edilemez hocam. Bu sebeple gel tadımız kaçmasın, aramız bozulmasın. Cesaretle oynat Beşiktaş’ın öz evlatlarını.

KÜÇÜK ENİŞTE

Gelişinde SMS’lere konu oldun.
Halâ futbolundan çok, “Alo ben Emre abin” ile anılıyorsun.
Tamam 2 gün önce 10 sene öncesinin kupasını da kaldırdın.
Ancak birilerinin sana İnönü’de Beşiktaş’ın gençlerine efelenemeyeceğini, el kol yapıp da, kulak çekemeyeceğini söylemesi lazım KÜÇÜK ENİŞTE! Adın gibi ol, birilerine YANDAŞ olacağına, giydiğin formanın ağırlığını hisset. Bilica olma. Sana alo diyen abin gibi de… Lefter ol mesela. Can Bartu ya da. Hani olamazsın da, benimkisi bir umut işte.

Uzun lafın kısası, koskoca sezon kişisel hırslar ve plansızlıklarla dolu bir çukurun içinde heba oldu. Kadro mühendisliğinde sınıfta kalındı, sezon başı kampı yerine sanki mangal yapıldı. Takım döküldü, paralar düğünde damadın başında atılırcasına orta yere savruldu. Bunca çalgı çengi ve tantana içinde geldi çattı seçim zamanı. Umarım ders alınır. Camia tepeden tırnağa bu sezondan ders alır. Yoksa üstad Kayahan’ın da dediği gibi, “Hep karanlık, yeter artık yeter! Bir avuç kar beyazı,
Bir adım yol bana…”