Yarım kalan aşk

GundemBesiktas.com yazarı Alper Kınar’ın yazısı.

Yarım kalan aşk
A+
A-
15 Nisan 2020 16:39

1946 yılında İstanbul’da doğdu bu kara yağız bebek büyük bir yıldız olacağı insanları bir futbolcudan çok akrobatik bir futbol cambazını izliyor heyecanına sokacağı büyük üstat ne Beşiktaş’ı ona doyacak, ne de o Beşiktaş’ına doğacaktı. Büyük bir isim, büyük bir yıldızdı. O her takım taraftarının izlemeye doyamadığı izlerken nefeslerini tuttukları bir yıldızdı. Duruşu, top tekniği, karizması, füze gibi şutlarıyla kalplerin vazgeçilmeziydi artık, Beşiktaş’ım ile çok genç yaşta tanıştı Yusufçuk topla yakınlığı top tekniği topla sergilediği birliktelik unutulmazlar arasındaki yerini alacaktır.

Beşiktaş’ımızda tarihte, kendisini izlemekse ayrı bir keyifti. Bu mükemmel virtüözü sanatçıyı bulmak Türk futbolu ve Beşiktaş’ımıza kazandırmak çok uzun sürmeyecekti. Yapacağı o mükemmel futbol tablolarında Türk futbolunun duvarlarını süsleyecekti ilelebet. Baba Hakkımız 1962 senesine kadar gözünden ayırmaz Yusuf’unu. Tabi ki beklenen zaman gelecektir. Şenol-Birol’ların takımdan ayrılmasıyla sahne Yusuf ve Sanlı’mıza kalacaktı. Ve tarihe şöyle bir cümle yazar; ”Hakkı Yeten, Şenol-Birollar gider Yusuf ve Sanlılar gelir.”

Kartalın genç jenerasyonu artık görev başındadır. Daha çıktığı ilk maçta inanılmaz oyunu rakibe aman vermeyen çalımları muhteşem şutları yapısı atletik duruşu geniş omuzları esmer renkli gözleri ile bir kartal gibi göğe yükseliyordu. Beşiktaş’ımızın taraftarına ve Türk futbol izleyicisine kendisini hayran bırakıyordu Yusuf, Kartalın teknik heyeti ve kurmayları o gün bir yıldız doğduğuna inanıyorlardı. Ve o büyük yıldız tüm futbolseverin ortak paydası oluyordu.

2 tane lig şampiyonluğu 1 Cumhurbaşkanlığı kupası görür. 6 kere A Milli, 3 kere Ümit Milli, 5 kere Genç Milli olmak üzere 14 kere milli olur. Yusuf abinin, Vedat abiyle de birçok anısı da vardır. Vedat abi onu anlatmak kelimelere sığmaz demiştir. 1965 yılında Belçika’da düzenlenen Ordular arası futbol şampiyonasında Anderlechtli yöneticiler ondan inanılmaz etkilenirler. Hatta askerliği bitsin biz bu çocuğu alacağız derler. Ve beklemeye başlarlar. Fakat Yusuf abi bu transfere pekte sıcak bakmamıştı. Zaten kısa bir süre sonra geçirdiği trafik kazası ile bu konu kapanır.

Yusuf abi muhteşem futbolculuğunun yanı sıra futbol sahasının dışına çıktıktan sonra onu kollarını açmış bekleyen bir yığın bayan sinema yıldızının da her zaman kıskacındaydı. En büyük zaafı da buydu zaten gece hayatı ve kadınlar, belki onu aramızdan erken alıp götüren belki uzun yıllar kendisinden faydalanmamızı engelleyen de bu hızlı yaşantısıdır.

Yusuf abi kendi doğalını yaşadı esasında eğrisiyle doğrusuyla fütursuzca onun şeffaf ve mert yüreği bunları asla gizlemezdi. Her şey açık olmalıydı ona göre doğrusu da buydu belki de, Sevdiği şeyleri yaşadı keyifle ayrılışı da erken oldu aramızdan hızlı ve renkli hayatı gibi. Tercih onundu ve bu tercihi içinde kimseye hesap vermedi. Bu uğurda her şeyi göze almıştı çoktan zaten. Dönemin ünlü aktörü Yılmaz Güney ile arkadaş isimli sinema filminde oynar. İçki kadınlar fırtınalı hayat kısacık bir hayata sığdırılan kocaman bir adamın hikâyesidir bu Yusuf’un hayatı. Bir maçta da çok ilginç anekdotlar vardır. Takım mağlup olmuştur. Yöneticiler idareciler rakip takıma veryansın etmektedir, hatta küfürler havada uçuşmaktadır. O esnada bulunduğu ortamı büyük bir sessizliğe götürecek cümleyi söyler. Bunu biz yaptık, bahane bulmak bize yakışmaz. Adamdır Yusuf abi adamlığını her zaman yaşantısında ortaya koymuştur. O oynadığı döneme damga vurmuş bir kahramandır. Ama çok erken ayrılmıştır aramızdan, o gösterişli beyaz atıyla sonsuza şahlanmıştır.

Tarihte Cihat Arman hoca yeteneklerini görmüş ve futbol oynadığı dönemde gündeminde tutmuştur. Ve 5 Temmuz 1970 de yayınlanan yazısında, inanılmaz etkilenmiştim mükemmel fiziği inanılmaz top tekniği futbola yatkınlığı ile adeta İşlemeyi bekleyen kara bir elmas gibiydi demiştir.

Oynadığı maçları dikkatle izlemiştir Cihat Arman büyük istikbal vadediyordu der. Kendi deyimiyle kedinin yumakla oynaması tabirini kullanmış, topla Nede kadar yakıştığını ifade etmiştir. Serinkanlı yapısı rakiplerinin belini kıran çalımları 2 hatta 3 kişiyi aynı anda ekarte edişiyle bir Beşiktaş efsanesi olarak tarihe yazılmıştır. Hatta Şeref stadının küçük soyunma odalarında topu ayağına alıp arkadaşlarıyla baya uğraşmıştır. Çünkü ayağından topu almak mucizedir deyim yerindeyse, topu istop edişi topa yön vermesiyle gönülleri feth etmiştir. Ve bu kara yağız çocuk sonunda Milli takıma alınır. Cihat Arman hoca tereddütsüz milli takıma aldım der Yusuf’u kadroda Sanlı abide vardır. Cihat hoca ikisinin de tertemiz çocuklar olduğunu kampta ağızlarından 2 kelime alamadım. Bir şey söylesen yüzleri kıpkırmızı olurdu ikisi de çok değerlidirler çok demiştir.

Sevgili Ünal Tombulel ve Sanlı Sarıalioğlu abimin anılarından bahsetmeden geçemeyeceğim. Beşiktaş Altay maçı oynanıyor, Yusuf abi Beşiktaş’ımızdan Altay’a gitmiş o dönemde Ünal Abiye ve Sanlı Abiye en ilginç anınız nedir dediğimde ikisi de bu maçı söylediler ilginçtir. O maç Beşiktaş Altay maçı değil Beşiktaş Yusuf maçı oldu dediler. Dünyanın en iyi topçusudur en iyi insanıdır bana göre dedi Sanlı Abi 15 yaşında girdiğimiz Beşiktaş kulübü ikimizin de dönüm noktası oldu dedi Sanlı kaptanım. İmam Hayati hocanın kendilerinde büyük emeği olduğunu, 1960 \ 1963 seneleri arasında da Çengel Hüseyin hocanın emeklerinden bahsetti Sanlı Kaptanım. Bende bu şanlı tarihe canlı ağızlardan misafir olduğum için kendimi gururlu ve mutlu hissediyorum bir Beşiktaşlı olarak tabi ki de.

Altay maçındaki anıyla da devam edelim Ünal Tombulel abim resmen kedinin fareyle oynadığı gibi benimle oynadı dedi o maçta, Hatta maç arasında gelin beni kurtarın der. Yer değişelim perişan oldum der. Ama hepsinin tepkisi farklı olmaz ne Sanlı abi, ne Lütfü Abi, Ne de Miliç kendisine hadi git işine bak derler. Gerçekten bitmez ikinci yarı başlar Ünal abi için Maçta dakikalar 85 i göstermektedir. Santrayla taç çizgisinin köşesinde kapalının önü tarafında Yusuf abi herkesi çalımlarla geçer. Ünal abiyede bir bacak arası atar, Ünal abide kendi anlatımıyla koşu pistinde tuğla tozunun içinde bulur kendini, İnanılmaz bir tepki alır, Seyircimizden Bu maç Beşiktaş Yusuf Tunaoğlu maçı olarak tarihe geçmiştir.

Bir sonraki hafta Eskişehir maçında ismi anons edilen Ünal Tombulel abim inanılmaz bir tepki alır, Yuhalama ve sert tezahüratlarla bunu kendisi bizzat anlattı. Çok zor oldu diyor benim için, Sanlı abimde ifadelerinde bizzat Türkiye Yusuf gibi bir yıldızı ne görür ne öyle bir yıldız gelir diyerek ifade etti şahsıma bizzat, bunları bire bir duymak harika bir şey gerçekten. Gine Ünal Tombulel abim hatıralarında bir gün Kilyos’ta kamp yaptıkları oteldeki şu ilginç anısını da anlatmadan geçemedi. O dönemler küçük el radyoları vardı, dedi kamplarda canımız sıkılmasın diye dinlediğimiz. Aldım elinden dedi benim oldu bu radyo dedim Yusuf’a inanın tek kelime yok böylede cömert ve naif bir insandır dedi. Hiç bir yerde olmayan bu anıyı yazmakta bana ayrı bir mutluluk tabi ki de, Tekrar Cihat Arman hocanın sözleriyle devam edelim.

İngiltere’de Yusuf’u sol açık oynattığım maçtan sonra Yusuf’a güvenim azalmıştı bazı çocukça hareketleri olmasına rağmen bu devreyi çabuk atlatacağına inanıyordum der, Biliyordum ki komplekslerinin altında ailevi sebepler vardı der Cihat hoca, bunun için sıkılıyor üzülüyor kendi kabuğuna çekiliyordu demiştir hocam. Bir A milli maç kadrosu basına verilir, ertesi gün bir hanım arar Cihat hocayı ve şunu der; neden oğlum takımda değil, Ama Yusuf gece hayatı kadınlar pavyonlar safahattan bir türlü vazgeçememiş nefsine ve hayata yenik düşmüştür. Evli ve genç bir eşi olmasına rağmen kimseyi umursamadı. Birçok kez tövbe ettim demesine rağmen devamlı aynı şeyleri yapmaya devam etti. Bu hayatı yaşamak için antrenmanlarını da kaytardı. Tabi ki de böyle gitmeyecekti bu düzen alt üst olan bir hayat hüzün ve tüm Beşiktaş ve Türk futbolunda yarım kalan bir aşktı kalplerde kalan sadece, Türk futbol tarihi onu futbolunu, karizmasını, futbola kattıklarını, özel hayatını kişiliğini, insanlığını hiç bir zaman unutmayacaktır. Kendine göre doğru başkalarına göre doğru bir hayatı olmasa da bana göre sonuçta herkes kendi hayatını yaşar ve ölür. Bize ise Beşiktaş’ımızda yaşadığı anılarını ve büyük futbolculuğunu anlatmak düşer. Tarih var oldukça Yusuf Tunaoğlu efsanesi de var olacak Yusuf abide daima kalbimizde yaşayacaktır. Yazımı bitirirken içimde kalan bir şeyle yazımı bitirmek istiyorum Sanlı abime Yusuf abiyi nasıldı diye sorduğumda Yusuf mu deyişi hafif duygulu kahkahası bana zaten hissettirmiştir nasıl olduğunu, Sen her zaman kalbimizde yaşayacaksın Yusuf abi.

Kendisini buradan rahmetle anıyorum iyi ki bizimle oldun, Sağ ol emeklerin için. Bu yazımda benden desteklerini esirgemeyen Sayın Sanlı Sarıalioğlu abime, Birlikte şanlı formamızı giyen Sayın büyüğüm Ünal Tombulel abime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum iyi ki varsınız. Saygılarımla…

Alper KINAR / GundemBesiktas.com

YORUMLAR

  1. Anonim dedi ki:

    Teşekkurler